İslam Bilim Tarihi

XIII. Yüzyıl İslam Dünyasında Teknoloji Çalışmaları

El-Cezerî (1153-1233), XIII. yüzyıl İslam dünyasında yetişmiş önemli bilim insanlarından biridir. Artuklu Devleti’nde mühendis olarak görev yapmıştır. Onun El-Câmi’ Beyne’l-‘İlm Ve’l-‘Amel En-Nâfi’ Fî Eş-Şınaâ’ti’l-Hiyel (Olağanüstü Mekanik Araçların Bilgisi Hakkında Kitap) adlı eserinde de görüldüğü gibi hem teoriye hem de uygulamaya yer vermiştir. El-Cezerî, “Uygulamaya geçmemiş bir bilgi doğru ile yanlış arasında bir yerdedir.” sözüyle sahip olunan teorik bilgi ve yöntemlerin pratiğe dönüştürülerek test edilmesi ve doğrulanması gerektiğinin altını çizer. ElCezerî, Antik Dönem’den 13. yüzyıla kadar uzanan bir mühendislik geleneğinin İslam dünyasında devam ettiğinin bilincindedir. Öncülerinin yapmış olduğu aletleri mükemmelleştirmeyi kendisine görev edinmiş, teori ile pratiğe eşit derecede önem vermiştir.

El-Cezerî, eserinin mukaddimesinde mühendislik ve teknoloji ile ilgili görüşlerini şu şekilde açıklamaktadır:

“…Önceki bilim adamlarının kitaplarını ve sonraki sanatkârların çalışmalarını incelemiştim. Bu kişiler, pnömatik (sıkıştırılmış hava ile çalışan mekanik sistem), eşit saatler, güneş saatleri, nesneleri doğal konumlarından başka konumlara götüren su ile işleyen olağanüstü araçlar yapmışlardı. Bazı eski ve yeni bilim adamlarının konuya ilişkin görüşlerini öğrendim. Olağanüstü kontrol olanakları sunan çok önemli araç türlerinin farkına vardım. Önceki bilim adamlarının bazı araçlar yapmış ve bunları tasvir etmiş olduklarını keşfettim. Onlar (bu araçları) tam olarak tasvir etmedikleri gibi hepsi için de doğru yöntemler uygulamamışlardı. Çünkü her parçanın yapılışının bilgisini uygulamalı olarak kanıtlamamışlar, böylece doğru ile yanlış arasında kararsız kalmışlardı. Onların parçalarını bir araya getirdim ve içi ve dışı aydınlık olağanüstü çalışan örnekler icat ettim.”

Mumlu saat
Mumlu saat

El-Cezerî kitabında hava, boşluk ve denge prensiplerini kullanarak 50 adet aracın tasarımını ayrıntılı olarak vermiştir. Bu araçların 6’sı su saati, 4’ü mumlu saat, 6’sı ibrik, 7’si eğlence amaçlı kullanılan çeşitli otomatlar, 3’ü abdest almak için kullanılan otomat, 4’ü kan alma teknesi, 6’sı fıskiye, 4’ü kendinden ses çıkaran araç, 5’i suyu yukarı çıkartan araç, 2’si kilit, 1’i açıölçer, 1’i kayık su saati ve Amid kentinin kapısıdır.

El-Cezerî’nin tasarladığı bu aletler yer çekimi kuvvetiyle çalışır ve yer çekimi kuvvetiyle düşürülen bir ağırlık yahut boşalan bir kaptaki şamandıra veya batan bir cisimle elde edilir. Cezerî, kullandığı makine parçalarını ve bunların imal usullerini de en ince ayrıntısına kadar tanımlamıştır.

İslam Dünyasındaki İcatlar

XIII. Yüzyıl İslam Dünyasında Teknoloji Çalışmaları kapsamında yapılan icatlar aşağıdaki gibidir;

El-Cezerî’nin icat ettiği makinelerin büyük bir kısmı Avrupa mühendislik terminolojisine girmiştir. Bu makinelerden bazıları şunlardır:

Abdest Almak İçin Düzenlenmiş Otomat

Bu otomat padişahın abdest alması amacıyla tasarlanmıştır. Araç; sağ elinde ibrik, sol elinde tarak ve havlu tutan bir çocuğun bulunduğu bir kürsü, kürsünün yanında içinde kuyruğu kürsüye bitişik ve gagası zemine doğru uzanmış olan bir tavusun bulunduğu bir havuz ve kürsünün üzerindeki dört sütuna yerleştirilmiş bir kubbe ve bu kubbenin üzerindeki kuştan oluşmaktadır. Su ibrikten akar ve su aktığı sürece kuş öter. Akan su havuzda birikir ve tavus suyu içer. Su bittiğinde çocuk sol elindeki havlu ve tarağı uzatır.

Bu yazımız da ilginizi çekebilir  XIII. Yüzyıl İslam Dünyasında Tıp
Abdest almak için düzenlenmiş otomat
Abdest almak için düzenlenmiş otomat

Hisarlı Kan Alma Teknesi

Hastadan alınan kanın bir teknede toplanması ve kanın miktarının belirlenmesi amacıyla yapılmıştır. Zemini üzerinde altı sütun bulunan, bir kaide üzerine oturtulmuş, pirinçten bir teknedir. Sütunların üzerinde 12 kapılı bir hisar ve her kapıda da iki kanat bulunmaktadır. Hisarın üzerinde iki kâtip yer alır. Kâtiplerden biri bir kalem, diğeri de bir levha tutmaktadır. Kan tekneye aktıkça kalem tutan kâtip kalemi ile birlikte döner. Diğer kâtibin levhası yükselir. Kalemden ve levhadan kanın miktarı öğrenilebilir. Kan 10 dirheme (yaklaşık 30 gram) ulaştığında kapı açılır ve ve sağ eli 10 sayısını gösteren bir çocuk kapıda görünür. Aynı anda çocuğun yukarısında bulunan bir pencerede 10’u işaret eden bir el belirir. Bu 120 dirheme (yaklaşık 360 gram) ulaşıncaya kadar sürer.

Hisarlı kan alma teknesi
Hisarlı kan alma teknesi

Kayık Su Saati

Bu saat; pirinçten yapılmış, kayık biçiminde güzel bir kaptır. Bu kayığın orta kısmında pirinç sütunlar üzerinde yükselen kare biçiminde bir hisar, hisarın üzerinde de küçük bir kubbe vardır. Hisarın, kayığın pruvasına bakan yüzünde bir kapı bulunur. Bu kapıdan bir şahinin başı ve göğsü görünür. Sütunlar arasında karşılıklı iki kiriş vardır. Kirişlerin ortasından bir mil geçer. Bu mile, bir yılanın kuyruğu sarılmıştır. Yılanın başı şahine doğru uzanmıştır. Kayığın orta kısmında kubbeye benzer bir kısım, bu kısmın üstünde de kalem tutan bir kâtibin oturduğu kürsü vardır. Kürsünün üzerinde, kâtibin çevresinde 15 işaret bulunur. Kalem bu işaretler üzerinde hareket eder ve işaretlerin sonuna geldiği zaman günün bir eşit saati geçmiştir. Şahin yılanın ağzına bronz bir top düşürür. Yılan alçalır ve topu kayığın pruvasındaki büyük bir zilin üzerine bırakır ve yerine döner. Kâtibin kalemi tekrar ilk işarete döner.

Kayık su saati
Kayık su saati

Kılıç Tutan Çocuğun Mumlu Saati

Araç, pirinçten yapılmış kılıfı olan bir şamdandır. Şamdan ayağının yanında bir tünek ve bu tünekte de bir şahin vardır. Kılıfın tepesine yakın bir yerde bir çocuğun oturduğu bir raf yer alır. Çocuk sağ elinde bir kılıç tutmaktadır. Kılıfın tepesinde ise mumun fitilinin çıktığı bir kapak bulunmaktadır. Mum gece yakılır, bir süre sonra şahinin gagasından kaideye bir top düşer ve çocuk kılıcı ile fitilin yanan kısmını keser. Böylece gecenin bir saatinin geçmiş olduğu anlaşılır. Kaideye biriken toplar saatlerin sayısını belirler.

Kılıç Tutan Çocuğun Mumlu Saati
Kılıç Tutan Çocuğun Mumlu Saati

Hayvan Gücünden Yararlanarak Suyu Yukarı Çıkaran Araç

Bir kuyu veya gölden hayvan gücünden yararlanarak dişliler yardımıyla suyu yukarı çıkarmakta kullanılan bu araç, denge prensibinden yararlanılarak kepçenin yukarı kaldırılması esasına dayanır.

Kutbüddin eş-Şîrâzî ‘nin mekanik, optik ve jeoloji konularında çalışmalar yapmış ve bu çalışmalarını Nihayetü’l İdrak fi Dinîyet el-Eflâk (Feleklerin Kavranışında Algının Son Noktası) adlı eserinde toplamıştır.

Suyu yukarı çıkaran araç
Suyu yukarı çıkaran araç

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu