İslam Bilim Tarihi

XIII. Yüzyılda İslam Astronomisinin Gelişimi

Müslümanlar, İslamiyet’in kabülünden itibaren sosyal, ekonomik, dinî vb. sebeplerle astronomi bilimine önem vermişlerdir. VIII. yüzyılın ortalarından IX. yüzyılın ikinci yarısına kadar diğer bilim dallarında olduğu gibi astronomide de tercümeler yapılmış; Eski Yunan, Hint ve Sâsani uygarlıklarına ait eserler Arapçaya çevrilmiştir. Eski Yunan medeniyetinin Batlamyus’a ait “Yer Merkezli Evren” modelini inceleyip özümseyen Müslüman astronomlar, XI. yüzyılın başlarından itibaren bu modelde değişiklikler yaparak çeşitli öneriler sunmuşlardır. Bu çalışmalar astronominin gelişmesinde etkin rol oynarken Nicolaus Copernicus (Nikolas Kopernik), Kepler, Galileo gibi Avrupalı astronomlara da öncülük etmişlerdir.

Eski Yunanlar, astronomi bilgisini yeni gözlemlere gereksinim duymadan mevcut bilgilerden elde ettikleri çıkarımlarla geliştirmeye çalışmış, gezegenlerin konumlarını öngören dairesel hareketlerin birleştiği ayrıntılı geometrik şemalar oluşturmuşlardır. Müslüman astronomlar ise Aydın Sayılı’nın, The Observatory In Islam (İslam’da Rasathaneler) adlı eserinde belirttiği gibi gözlem yapmanın önemini kavrayarak büyük gözlemevleri kurmuş, bu gözlemevlerinde yeni aletler geliştirerek çok sayıda astronom yetiştirmişlerdir. Bu dönemde yıldızlarla ilgili mevcut bilgiler düzeltilerek yeni yıldız katalogları oluşturulmuş, yeni yıldızlar keşfedilmiş, gezegenlerin ve sabit yıldızların hareketine yönelik önemli keşifler gerçekleştirilmiştir. Matematiğin astronomiye uygulanışında yeni metotların kullanılması daha doğru ölçümlere ulaşılmasını sağlamış, böylece gezegenlerin hareketleriyle ilgili hesaplama tekniklerinde mükemmelliğe erişilmiştir.

Merâga Rasathanesi

Nasîrüddin et-Tûsî'yi astronomlar ile birlikte rasathanede çalışırken gösteren minyatür
Nasîrüddin et-Tûsî’yi astronomlar ile birlikte rasathanede çalışırken gösteren minyatür

İslam dünyasında gözleme dayalı astronomi ile ilgili çalışmaların yapıldığı en önemli yerlerden biri Merâga Rasathanesiydi. Bu rasathane İlhanlı hükümdarı Hülagü Han’ın isteğiyle XIII. yüzyılın ikinci yarısında Merâga (İran) şehrinde kurulmuştur. Giderlerinin büyük bir kısmı vakıf gelirleriyle karşılanan ilk rasathane olan Merâga, altmış yıla yakın faaliyet göstermiştir. Dönemin ünlü bilgini Nasîrüddin et-Tûsî (1201-1274) tarafından yönetilen bu rasathanede yaklaşık on beş astronom görev yapmıştır. Müeyyeddin El-Urdî, Kutbüddin eş-Şîrâzî, Muhyiddin el-Mağribi bu astronomlardan bazılarıdır. Merâga’nın diğer bir özelliği de uluslararası bir kurum hâline gelmiş olmasıdır. Merâga’da, Müslüman öğrenciler ile birlikte yabancı öğrenciler de öğrenim görmüştür. Bunlardan en çok tanınanı Çinli Fao Munji ile İslam dünyasında Ebul Ferec olarak bilinen Süryani Bar Habreaus’tur. Bu iki isim Merâga’da ders de vermiştir.

Merâga Rasathanesi çeşitli derslerin verildiği bir fakülte özelliğine sahiptir. Özellikle astronomi ve matematik alanında verilen derslerden dolayı Merâga; Astronomi ve Matematik Okulu olarak bilinmektedir. Ayrıca Merâga’da 400.000 ciltlik zengin bir kütüphane de bulunmaktadır.

Bu yazımız da ilginizi çekebilir  Abbasi Halifelerinin Bilimsel Çalışmalara Desteği

Nasîrüddin et-Tûsî Merâga Rasathanesinde yaptığı gözlemlerden derlediği bulguları ez-Zîcü’l-İlhânî (İlhan’ın Zîci) adlı eserinde toplamıştır. Bu eser uzun bir süre astronomlar tarafından başvuru kitabı olarak kullanılmıştır. Farsça olarak kaleme alınan eserde gezegenler üzerinde durulmuş; 60 adet yıldızın enlem, boylam ve astronomik özellikleri gösterilmiştir. 256 şehrin koordinatına, 35 şehrin en uzun gündüz sürelerine değinilmiş; Güneş’in batışı ve doğuşu esas alınarak namaz vakitleri düzenlenmiştir.

Tûsî ile Muhyiddin el-Mağribi, Bağdat’tan geçen sıfır meridyeninden hareketle batı ve doğu boylamlarını düzenlemişlerdir. Dünya’nın evrenin merkezinde hareketsiz durduğunu kabul eden Batlamyus’un yer merkezli evren sisteminin hatalarını ortaya koymuş ve bu sistemin yerine yine Dünya’yı merkez alan başka bir sistem önermişlerdir. Bu sistem başta Kopernik olmak üzere pek çok Avrupalı astronoma ilham kaynağı olmuştur.

Zic-i İlhani adlı eserin ilk iki sayfası
Zic-i İlhani adlı eserin ilk iki sayfası
Çift kadranlı alet
Çift kadranlı alet
Mükemmel alet
Mükemmel alet

Merâga’da kullanılan astronomi aletleri, XVI ve XVII. yüzyıllarda Avrupa rasathanelerinde kullanılan aletlerle mukayese edilebilir zenginlikteydi. Bu rasathanede kullanılan gözlem aletlerinin yapımında ünlü bilim insanı Müeyyeddin el-Urdî’nin tecrübeleri etkili olmuş, onun sayesinde Merâga Gözlemevinde son derece başarılı gözlem araç ve gereçleri imal edilmiştir. Urdî eserinde üçü kendisine ait toplam 10 alet hakkında bilgi vermektedir. Gözlem aletleri ile ilgili ayrıntılı betimlemeler içeren bu eser sayesinde Merâga’da kullanılan aletlerin benzerlerini yeniden yapabilmek mümkün olmuştur.

El-Urdî, yıldızların yüksekliğini bulmaya imkân veren çift kadranlı aleti ve gök cisimlerinin meridyen dairesindeki yüksekliklerinin tespitini sağlayan çift bacaklı aleti geliştirmiştir. Yükseklik ve açıların belirlenmesine katkı sağlayan yükseklik ve azimut ölçme aletini de rasathanenin hizmetine sunmuştur. El-Urdî, “mükemmel alet” olarak bilinen bir gözlem aleti de icat etmiştir. Bu alet, bir yıldızın yüksekliğini ve azimutunu belirleme işine bağlı bir dizi astronomi probleminin çizimine yardımcı olmaktadır. Tûsî ise bir yerin yönünün ve yüksekliğinin tespitinde kullanılan “torquetum“(torkidum) adlı bir alet icat etmiştir. Bir gök cisminin yönünün ufuktaki kuzey veya güney noktasına olan açı uzaklığını ölçen “azimut kadranı” adı verilen aleti de burada geliştirmiştir.

Tûsî’nin öğrencilerinden biri olan Kutbüddin eş Şîrâzî (1236-1311), gençliğinde tıp bilimine ilgi duymuştur. 1259’da Merâga’ya gelmiş, Tûsî’den astronomi eğitimi alarak bir gezegenler modeli oluşturmuş ve bu modelle Ay’ın hareketlerini açıklamıştır. Astronomi aletlerinin yapımında Tûsî ile beraber çalışmıştır.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu