İslam’ın Bilime Verdiği Önem
İslam inancının temel kaynaklarını oluşturan Kur’an ve hadislerde ilim (bilim) öğrenmeye önem verilmiştir. Kur’an-ı Kerim’de ilim ve ilimden türeyen yaklaşık 750 sözcüğün yer alması Kur’an’ın ilime verdiği önemin göstergesidir.
Kur’an-ı Kerim’de bulunan “…Bilmiyorsanız bilenlere sorunuz.” (Nahl/43), “Allahım! İlmimi artır.” (Taha /114), “”Göklerin ve yerin yaratılışında, gecenini ve gündüzün gidip gelişinde elbette akıl sahipleri için ibret verici deliller vardır“. (Al-i İmran /190) ayetlerle İslam dini ilim öğrenmeyi sürekli olarak teşvik etmiştir. İnsanlar arasında eşitliği emreden İslam dini yalnızca ilim insanlarını diğerlerinden üstün tutmuştur. Bu üstünlük, “Hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu?” (Zümer/9) şeklinde izah edilmiştir.
İslam ilme büyük önem vermiştir. Bilim ve onun temsilcileri olan ilim insanlarının toplum üzerinde büyük bir etkisi vardır. İlim insanları toplumu cehaletten, taassup ve hurafecilikten kurtararak toplumun olumlu yönde gelişmesine rehberlik etmişlerdir.
Peygamber Efendimizin “Kuşkusuz Allah, ilmi kullarının arasından çekip almaz, bilakis âlimlerin vefatıyla onu alır ve sonunda hiç âlim bırakmaz. İnsanlar da cahil kimseleri önder edinirler…” (Buhârî, İlim, 34) hadisinde vurguladığı gibi ilmin toplum üzerinde önemli bir etkisi vardır.
Kur’an-ı Kerim’in akla ve bilgiye verdiği önem XIX. yüzyılda Batılı bilim insanlarının ilgisini çekmiştir. Bu bilim insanlarından birisi olan Franz Rosenthal, The Triumph of Knowledge (Bilginin Zaferi) adlı çalışmasında İslam medeniyetinde dinî ve akli bilimlerin erken sayılabilecek bir dönemde ortaya çıkmasını Kur’an-ı Kerim’in akla ve bilgiye önem vermesine bağlamıştır.
Rosenthal “Hiç kuşkusuz Orta Çağ Müslüman medeniyeti büyük bir ilmî ve bilimsel üretkenliğin gerçekleştiği bir medeniyet olup bu üretkenlik dolayısıyla İslam medeniyeti insanlığa en kalıcı katkısını yapmıştır.” sözleriyle bu konuya dikkat çekmiştir. İslam biliminin oluşumunda İslam Peygamberi Hz. Muhammed’in gündelik hayata ilişkin uygulama ve sözleri de önemli bir yere sahiptir. Peygamberimiz, hem kendi sağlığı hem de arkadaşlarının sağlığı ile yakından ilgilenmiştir.
Hz. Muhammed sağlık ve çevre konusundaki duyarlılığını her zaman ifade etmiş ve uygulamaları ile göstermiştir. Beden temizliğinin önemi üzerinde durmuş, dişlerin misvakla temizlenmesini tavsiye etmiştir. Çevre sağlığı konusunda da tavsiyelerde bulunmuş, yiyecek ve içecek kaplarının ağızlarının açık bırakılmaması gerektiğini söylemiştir.
Veba gibi bulaşıcı hastalıkların yayılmasını önlemek için bu hastalıklara yakalananların başkalarının yanına gitmemelerini öğütlemiştir. Onun bu tavsiyelerine zamanla “Tıbb-ı Nebevi” denmiştir. Tıbb-ı Nebevi’nin konularını; çevre sağlığı, temizlik, dengeli beslenme, hastalığı ve şifayı Allah’tan bilme, her hastalığın tedavisinin olduğunu bilme, tedaviyi ihmal etmeme ve manevi hastalıklar oluşturmaktadır.
İslam'ın Bilime Verdiği Önem SSS
İslam'ın Bilime Verdiği Önemi Nasıl Anlarız?
Kur’an-ı Kerim’de bulunan "…Bilmiyorsanız bilenlere sorunuz." (Nahl/43), "Allahım! İlmimi artır." (Taha /114), ""Göklerin ve yerin yaratılışında, gecenini ve gündüzün gidip gelişinde elbette akıl sahipleri için ibret verici deliller vardır". (Al-i İmran /190) ayetlerle İslam dini ilim öğrenmeyi sürekli olarak teşvik etmiştir.
Peygamber Efendimiz'in Bilime İlişkin Sözleri
Peygamber Efendimizin "Kuşkusuz Allah, ilmi kullarının arasından çekip almaz, bilakis âlimlerin vefatıyla onu alır ve sonunda hiç âlim bırakmaz. İnsanlar da cahil kimseleri önder edinirler…" (Buhârî, İlim, 34) hadisinde vurguladığı gibi ilmin toplum üzerinde önemli bir etkisi vardır.
Tıbb-ı Nebevi Nedir?
Peygamberimiz veba gibi bulaşıcı hastalıkların yayılmasını önlemek için bu hastalıklara yakalananların başkalarının yanına gitmemelerini öğütlemiştir. Onun bu tavsiyelerine zamanla "Tıbb-ı Nebevi" denmiştir.
İslam Bilim Tarihi Ders Notları
Kaynak: İslam Bilim Tarihi 10. Sınıf Kitabı MEB