Atatürk İlkeleri

Milliyetçilik İlkesi

Millet, çoğunlukla aynı topraklar üzerinde yaşayan, aralarında dil, tarih, duygu, ülkü, gelenek ve görenek birliği olan insan topluluğudur. Millet olma bir insan toplumunun ulaşabileceği en üst aşamadır. Millet, ırk ve kavim birliğine dayanan toplumlardan daha üst bir aşamadır. Bir insan topluluğunun millet sayılabilmesi için ortak bir geçmişe sahip olmaları gerekir.

Milleti oluşturan insanlar birlikte yaşama konusunda samimi bir istek duyarlar. Geçmişten gelen mirasın korunması ve sürdürülmesi için amaç birliği etmişlerdir.

Mustafa Kemal Atatürk bir sözünde “Millet; dil, kültür ve düşünce bağı ile birbirine bağlı vatandaşların oluşturduğu bir siyasi ve sosyal topluluktur.” diyerek milletin tanımını yapmıştır.

Köylü milletin efendisidir. M.K.Atatürk
Köylü milletin efendisidir. M.K.Atatürk

Millete aitlik duygusu, bir toplumda insanları birbirine bağlayan en güçlü bağlardan biridir. Bu duygunun oluşturduğu birlik ve beraberlik ruhunun zayıf olması bir devletin geleceğini tehlikeye sokar. Komşumuz Irak’ta meydana gelen ve her gün basın yayın organlarından takip ettiğimiz gelişmeler bunun en büyük kanıtıdır. Irak halkının ırak vatandaşı olarak birlikte yaşama bilincine sahiolamaması, çeşitli gruplara ayrılması ve aralarında üstünlük mücadelesine girmesi sonucu milyonlarca insan yaşamını yitirmiştir.

Atatürk’te milli mücadelenin milli egemenlik ruhundan kaynaklandığını ve güç aldığını ifade etmiştir. Bir konuşmasında “Ben 1919 senesi Mayısı içinde Samsun’a çıktığım gün elimde maddi hiçbir kuvvet yoktu. Yalnız Türk Milletinin asaletinden doğan ve benim vicdanımı dolduran yüksek ve manevi bir kuvvet vardı. İşte ben bu milli kuvvetle, bu Türk Milletine güvenerek işe başladım” diyerek bu gerçeğe işaret etmiştir.

1961 Anayasası’nın “Başlangıç” kısmında “Bütün fertlerini, kaderde, kıvançta ve tasada ortak, bölünmez bir bütün halinde, milli şuur ve ülküler etrafında toplayan ve milletimizi, dünya milletleri ailesinin eşit haklara sahip şerefli bir üyesi olarak milli bir­ lik ruhu içinde daima yüceltmeyi amaç bilen Türk Milliyetçiliğinden hız ve ilham alarak” ifadesi kullanılarak millete aidiyet duygusuna vurgu yapılmıştır.

Bu yazımız da ilginizi çekebilir  Laiklik İlkesi

Atatürk Türk milleti gerçeğinin belli bir ırkın, bir dinin, bir mezhebin üstünlüğüne dayanmadığına inanıyordu. Bir konuşmasında”Türkiye Cumhuriyetini kuran Türk halkına Türk milleti denir.” diyerek bu düşüncesini açıkca ifade etmiştir. Bu sözlerden de anlaşılacağı üzere Atatürk’ün milliyetçilik anlayışı Türk halkının bütün kesimlerini kuşatan, birleştirici ve bütünleştirici bir milliyetçilik anlayışıdır. Türk mil­ letinin bir mensubu olabilmek için Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olmak ve Türkiye Cumhuriyeti’nin gelişmesi, yücelmesi için samimi gayret içinde olmak yeterlidir.

1982 Anayasası’nın “Başlangıç” kısmında”… Atatürk’ün belirlediği milliyetçilik anlayışı ve O’nun inkılap ve ilkeleri doğrultusunda;… ” ifadesine yer verilerek Atatürk milliyetçiliğine vurgu yapılmıştır. Anayasanın Türk vatandaşlığını düzenleyen 66.maddesinde “Türk Devletine vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkes Türktür.” denilerek Atatürk’ün milliyetçilik anlayışı doğrultusunda Türk vatandaşlığı tanımı yapılmıştır.

Bir ülkede yaşayan insanların farklılıklarını bir kenara bırakarak birlikte yaşama ve ülkeyi yüceltme konusunda samimi bir gayret içinde olmaları o ülkede demokrasiyi, insan haklarını ve hoşgörü kültürünü yaşatabilmek için temel bir şarttır. Birlikte yaşama duygusu zayıf olan insanlardan oluşan ülkelerde anarşi ve terör ortamının doğması kaçınılmazdır. Bazı ülkelerde halkın millet olma bilincine ulaşamaması nedeniyle çeşitli iç savaşlar ve insan haklan ihlalleri yaşanmıştır.

Bir milletin dilinin, kültürünün, tarihinin ve değerlerinin aslına uygun olarak ortaya çıkartılması milli duyguların güçlendirilmesi açısından son derece önemlidir. Bu nedenle Atatürk Türk Tarih Kurumunu ve Türk Dil Kurumunu kurdurmuştur.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu