Sosyal Bilgiler

Kaynakların Bilinçsiz Kullanımı

İnsanlar yaşamsal ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla üretim faaliyetleri yapar ve bunun için doğal kaynaklardan yararlanırlar. Fakat bazı insanlar üretim süreçlerinde duyarsız davranabilmekte ve doğal kaynakların hiç bitmeyeceğini düşünmektedir. Oysa bu hatalı bir düşüncedir. Doğal kaynaklar bilinçsizce kullanıldığında tükenme tehlikesiyle karşı karşıya kalır. Aynı zamanda doğal kaynakların üretim süreçlerinde bilinçsizce kullanımı sonucu çeşitli atık maddeler oluşur. Atık maddeler havaya, suya ve toprağa karışarak tüm canlıların yaşamını olumsuz etkiler.

Uzaydan çekilen fotoğraflarına baktığımızda dünya masmavi görülmektedir. Bunun nedeni dünya yüzeyinin yaklaşık %71’inin sularla kaplı olmasıdır. Buna rağmen dünyadaki içilebilir nitelikteki temiz su miktarı çok azdır. İnsanlar içme amacıyla akarsu, nehir ve göl gibi tatlı su kaynaklarındaki suları ve yer altı sularını kullanmaktadır. İçilebilir nitelikteki sular, Dünya’daki suların yaklaşık %3’üdür. Bu suyun da bir kısmı yer altı sularıdır. Bu durumu şöyle açıklayabiliriz: Dünya’daki suları 100 bardak olarak düşündüğümüzde bu suyun ancak 3 bardağı içilebilir niteliktedir. Bu nedenle suyu tasarruflu kullanmaya özen göstermeliyiz.

Su kaynakları hem tarım alanlarını sulamak hem barajlarda elektrik üretmek hem de içmek için kullanılmaktadır. Fabrika ve kanalizasyon atıklarının denizlere, akarsulara, göllere ve yer altı sularına karışması sonucu sularımız kirlenmektedir. Su kaynaklarının hızla kirlenmesi ve üretim süreçlerinde bilinçsizce kullanılması temiz su kaynaklarının azalmasına neden olmaktadır.

https://youtube.com/watch?v=d13NvDPYU5E
6. Sınıf Sosyal Bilgiler: Doğal Kaynakların Bilinçsiz Tüketilmesi

Kirli sulardaki atık maddeler, insan vücuduna geçebilir. Bunun sonucunda insanlarda tifodan koleraya kadar salgın hastalıklar görülebilir. Tarım arazileri kirli sularla sulandığında buralarda yetiştirilen sebze ve meyveleri tüketen insanlar zarar görebilir. Su kirliliği sonucu su kaynaklarında yaşayan canlıların yaşamları sona erebilir.

Ormandaki bitkiler kendi besinlerini üretirken havadaki karbondioksidi kullanır ve havaya oksijen verir. Bu nedenle ormanlar, dünyanın oksijen kaynağı olarak nitelendirilebilirler. Ne yazık ki dünyadaki orman varlığı insanların hatalı davranışları sonucu her geçen gün azalmaktadır. Söndürülmeyen piknik ateşleri, bitkilerin doğadan aşırı miktarda toplanması, yakıt ve kereste elde etmek amacıyla ağaçların bilinçsizce kesilmesi, ormanlık alanlara bırakılan kırık cam parçaları, yerleşim ve tarım alanı açmak için ormanların kesilmesi gibi örnekler, hatalı insan davranışlarından bazılarıdır.

Piknik yaparken yakılan ateşin söndürülmemesi ve ormanlık alanlara bırakılan cam parçaları orman yangınlarının başlıca sebeplerindendir. Orman çok sayıda canlının barındığı doğal bir yaşam alanıdır. Bir orman yangınında çok sayıda canlı yaşamını yitirebilir. Orman yangınına rağmen hayatta kalan canlılar ise barınaklarının, besin ve su kaynaklarının yok olması sonucunda yaşamlarını devam ettirmekte zorlanır. Bu nedenle orman yangınlarına karşı dikkatli olmalı, bir orman yangını gördüğümüzde ALO 177 hattını arayarak yetkililere haber vermeliyiz.

İnsanlar ormanda yetişen bitkileri baharat, ilaç ve içecek yapımında kullanmaktadır. Ancak bu bitkilerin doğadan aşırı miktarda toplanması bitkilerin neslinin tükenmesine neden olabilir. Yakıt olarak ağaçları kullanmak isteyen bir kişi, fırtına etkisiyle kendiliğinden yıkılmış ağaçları kullanırsa doğal kaynakların korunmasına katkı sağlamış olur.

Toprak; bitkilerin kökleriyle tutunduğu, insanların ve hayvanların üzerinde yaşadığı doğal bir kaynaktır. İnsanlar toprağın üzerinde tarım yapar, bina inşa eder, hayvan otlatır. Toprak birçok hayvanın yuvasıdır. Yetiştirdiğimiz sebze ve meyvelerle, hayvancılıktan elde ettiğimiz ürünlerle besin ihtiyacımızı karşılarız. İnşa ettiğimiz binalarda ailemizle birlikte yaşarız, eğitim görürüz, tedavi oluruz.

Evsel atıkların toprağa rastgele bırakılması, çiftçilerin bilinçsizce kimyasal gübre ve tarım ilacı kullanması, fabrika atıklarının gerekli işlemler yapılmadan toprağa salınması toprak kirliliğinin her geçen gün artmasına neden olmaktadır. Toprağın kâğıt, pil, plastik ve cam atıklarıyla kirlenmesi canlıların yaşam alanlarının daralmasına neden olmaktadır. Atık maddelerle kirlenen toprak, tarımın yapılmasına ve canlıların yaşamını devam ettirmesine engel olmaktadır.

Toprak kirliliği yaşanan tarım arazilerindeki zararlı maddeler, yetişen sebze ve meyvelerle insanlara geçebilmektedir. Bu durum insanlarda çeşitli sağlık sorunlarının görülmesine neden olmaktadır.

İnsanlar, ihtiyaçları olan maddeleri üretebilmek ve günlük hayatı kolaylaştırmak için enerji kullanırlar. Gerek doğal yollardan gerekse teknolojinin bizlere sunduğu imkânlar doğrultusunda yer altı ve yer üstü kaynakları kullanılarak enerji üretimi yapılır. Enerji kaynaklarımız, yenilenemeyen ve yenilenebilir enerji kaynakları olmak üzere ikiye ayrılmaktadır. Şimdi bunların neler olduğunu inceleyelim.

Yenilenemeyen (Tükenebilen) Enerji Kaynakları

Yenilenemeyen (Tükenebilen) Enerji Kaynakları
Yenilenemeyen (Tükenebilen) Enerji Kaynakları

Kullanıldıkça tükenen ve tekrar oluşması çok uzun yıllar alan enerji kaynaklarına yenilenemeyen enerji kaynakları adı verilir. Taş kömürü, linyit, petrol, doğal gaz ve nükleer enerji yenilenemeyen enerji kaynaklarına örnektir.

Bu yazımız da ilginizi çekebilir  Yardımlaşma ve Dayanışma

Taş Kömürü

Taş kömürü yandığında çevresine yüksek miktarda ısı yayan fosil bir yakıttır. Ülkemizde Zonguldak ve çevresindeki madenlerden çıkarılır. Madenlerden çıkardığımız taş kömürü ülkemizin ihtiyacını karşılamadığı için ithal edilir. Taş kömürü demir-çelik sanayisinde enerji kaynağı olarak da kullanılır. Bunun dışında Zonguldak’ta bulunan Çatalağzı Termik Santralinde taş kömürü kullanılarak elektrik üretimi yapılmaktadır.

Linyit

Linyit ülkemizde en yaygın olarak bulunan enerji kaynağıdır. Yandığında çevresine yaydığı ısı miktarı, taş kömürüne göre azdır. Linyit, konutlarda yakıt olarak kullanılırken termik santrallerde de elektrik üretmek amacıyla kullanılır. Ülkemizde en fazla Kahramanmaraş (Afşin, Elbistan), Muğla (Yatağan), Manisa (Soma) ve Kütahya’da (Tunçbilek, Seyitömer, Tavşanlı) çıkarılır.

Petrol

Ülkemiz, petrol ihtiyacının büyük bir kısmını ithalatla karşılar. Batman, Siirt, Diyarbakır ve Adıyaman ülkemizde petrol çıkarılan illerimizdir. Petrol, rafinerilerde işlenerek kullanıma hazır hâle getirilir. Aliağa (İzmir), İpraş (İzmit), Ataş (Mersin), Orta Anadolu (Kırıkkale) ve Batman rafinerisi ülkemizdeki petrol rafinerileridir. Petrolün rafinerilerde ayrıştırılması sonucunda elde edilen benzin, motorin, fuel oil, gaz yağı ve asfalt gibi ürünler pek çok alanda kullanılmaktadır.

Doğal Gaz

Doğal gaz günümüzde yaygın olarak kullanılan enerji kaynaklarından biridir. Ülkemiz doğal gaz yatakları açısından zengin değildir. Ülkemizde doğal gaz Kırklareli (Hamitabat) ve Mardin’de (Çamurlu) çıkarılır. İhtiyacımızın büyük bir kısmı ithal edilir. Doğal gaz konutların ısıtılmasında, sanayide ve elektrik üretiminde kullanılır. Ambarlı (İstanbul) ve Ovaakça (Bursa) doğal gazla çalışan enerji santrallerimize örnektir.

Nükleer Enerji

Uranyum ve toryum madenlerinin ham madde olarak kullanılmasıyla elde edilen enerji türüdür. Ülkemizde şu anda aktif olarak kullanılan nükleer enerji santrali yoktur. Ancak Mersin’de yapım aşamasında olan ve Sinop’a yapılması planlanan iki nükleer enerji santrali projesi bulunmaktadır. Bu enerji santralleri tam kapasiteyle çalıştığında ülkemizin enerji ihtiyacının önemli bir kısmının karşılanacağı düşünülmektedir.

Yenilenebilir (Tükenmeyen) Enerji Kaynakları

Yenilenebilir (Tükenmeyen) Enerji Kaynakları
Yenilenebilir (Tükenmeyen) Enerji Kaynakları

Kullanıldıkça tükenmeyen ve tekrar oluşması uzun yıllar almayan enerji kaynaklarına yenilenebilir enerji kaynakları adı verilir. Güneş enerjisi, rüzgâr enerjisi, hidroelektrik enerji ve jeotermal enerji yenilenebilen enerji kaynaklarına örnektir.

Güneş Enerjisi

Güneş ışığını gün boyunca daha fazla alan yerlerde güneş enerjisinden yararlanılır. Örneğin Antalya’da güneşten yararlanma süresi Samsun’a göre daha fazladır. Bu nedenle ülkemizde güneş enerjisinden en fazla ülkemizin güney kıyılarında yararlanılır. Güneş panelleri kullanılarak güneş enerjisinden elektrik enerjisi üretilir. Bu sayede evlerdeki elektrikli araç gereçlerin çalışması için gerekli elektrik enerjisi elde edilir. Günümüzde güneş panelleri; deniz fenerleri, uzay mekikleri, yangın gözetleme kuleleri, sokak lambaları gibi yerlerde kullanılmaktadır. Güneş kolektörleri ise güneş enerjisini ısı enerjisine çevirerek evlerdeki sıcak su ihtiyacının karşılanmasını sağlamaktadır.

Rüzgâr Enerjisi

Rüzgârın gücünden yararlanılarak elde edilen enerji türüdür. Şiddetli rüzgârların estiği yüksek kesimlere kurulan rüzgâr santrallerinde elektrik üretimi yapılmaktadır. Ülkemizde son yıllarda rüzgâr santrali yatırımları hızla artmaktadır. Bu sayede rüzgâr enerjisinin toplam enerji üretimindeki payında artış gözlemlenmektedir. Çanakkale, Balıkesir, İzmir ve İstanbul rüzgâr santrallerinin kurulduğu şehirlerimize örnektir.

Hidroelektrik Enerji

Suyun akış hızından yararlanılarak elde edilen enerji türüne hidroelektrik enerji adı verilir. Çok sayıda nehir bulunan ülkemizde hidroelektrik enerji potansiyeli yüksektir. Nehirlerin üzerine yapılan barajlar elektrik üretimini sağlar. Atatürk Barajı, Karakaya Barajı, Keban Barajı, Hirfanlı Barajı ülkemizde hidroelektrik enerji üretimi yapılan barajlara örnektir.

Jeotermal Enerji

Yer altında bulunan sıcak suyun yeryüzüne çıktığı yerlerde jeotermal enerji santralleri kurulmaktadır. Bu santrallerde yeryüzüne çıkan sıcak su ve su buharından yararlanılarak elektrik enerjisi üretilmektedir. Ülkemizde Denizli (Sarayköy) ve Aydın’da (Buharkent) jeotermal enerji santralleri bulunmaktadır. Sıcak su kaynaklarından seraların ısıtılması konusunda da yararlanılmaktadır. Aynı zamanda sıcak su kaynaklarının yeryüzüne çıktığı yerlerde kaplıcalar kurularak turizm faaliyetleri de yapılmaktadır.

Doğal kaynaklarımızın yok olmaması ve doğru bir şekilde kullanılması için bilinçli olmak gerekir. Ülkemizin kaynaklarını hiç tükenmeyecekmiş gibi kullanmak doğru değildir. Doğal kaynaklardan, bizden sonra gelecek nesillerin de yararlanma hakkı vardır. Doğal kaynaklar bilinçsizce tüketildiğinde gelecek nesiller yaşamlarını devam ettirmekte zorlanır. Bu nedenle sorumluluk bilinciyle hareket etmeli ve doğal kaynakları tasarruflu kullanmalıyız.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu