Temel Dini Bilgiler

İbadet ve Salih Amel İlişkisi Nedir?

İslam’da bazı ibadetlerin şekil ve şartları olmakla beraber bazıları vakit ve şekillerle sınırlı değildir. Allah’ın (c.c.) rızasına uygun bütün davranışlar salih amel olarak kabul edilmiş ve ibadet sayılmıştır. Salih kelimesi elverişli, iyi, uygun ve yakışan anlamına gelir. Amel ise iş, eylem demektir.

Güzel davranışlarımızı nitelendirmek için kullandığımızda salih amel; İslam’ın emrettiği, yararlı, güzel, içten ve samimi davranış, insanları olumlu yönde değiştirmeye yönelik bütün işlere denir.

Yüce Allah güzel davranışlarda bulunanları ödüllendireceğini Kur’an-ı Kerim’de şöyle müjdelemiştir: “Allah iman edip salih amel işleyenleri karanlıklardan aydınlığa çıkarmak için size Allah’ın ayetlerini apaçık okuyan bir peygamber göndermiştir. Kim Allah’a inanır ve faydalı iş yaparsa Allah onu, içinden ırmaklar akan, içinde ebedî kalacakları cennetlere sokar. Allah o kimse için gerçekten güzel bir rızık vermiştir.

Peygamber Efendimiz de kendisine, en hayırlı insan kimdir diye sorulduğunda “Ömrü uzun ve ameli güzel olan kimsedir.” buyurarak salih amelin önemine dikkat çekmiştir. Davranışlarımızın salih amel sayılabilmesi ve ibadet olabilmesi için taşıması gereken bazı şartlar vardır. Öncelikle davranış sahibinin mümin olması gerekir. Çünkü Allah (c.c.) katında iman olmadan amellerin kıymeti yoktur.

Davranışlarımız dinimizin bizden yapmamızı istediği ölçülere uygun olmalıdır. Bize sevap kazandırmayacak işler salih amel olarak kabul edilmez. Davranışlarımız Allah’ın (c.c.) rızası gözetilerek yapılmalıdır. Başka menfaatler veya gösteriş için yapılanlar Allah (c.c.) katında geçersizdir. Salih amel, vakti belirlenmiş ibadetler ile belirli bir vakte bağlı olmayan diğer güzel davranışlar şeklinde iki grupta ele alınır.

Vakti Belirlenmiş İbadetler

Dinimizde vakti belirlenmiş ibadetler; namaz, oruç, fitre, zekât, hac ve kurbandır. Vakti ve şekli belirlenen ibadetlerin başında namaz gelir. Salih bir amel olarak namaz, Müslümanın Allah (c.c.) ile baş başa olması ve kulluğun özüdür. Allah’a (c.c.) yönelişin ve onunla irtibatın en somut şeklidir. Salih amellerin en üstünü vaktinde kılınan namazdır.

Namaz, adabına uygun olarak, sorumluluk duygusu içinde dosdoğru kılınmalıdır. Kur’an-ı Kerim’de namaz kılanlar övülürken namaz konusunda tembellik edenler ve kılmayanlar yerilmektedir. Namaz, sadece insanın Rabbi ile olan irtibatını sağlamaz aynı zamanda olumsuz davranışlardan da uzaklaşmasına vesile olur. Müslümanlar namaz kılmak için bir araya gelerek kaynaşırlar.

Ramazan orucu, İslam’ın beş temel şartından biridir. Peygamber Efendimiz, samimiyetle tutulan orucun ödülünün özel olacağını bildirmiştir. Oruç ibadeti nefsin aşırı isteklerini azaltarak insanı kötülüklerden alıkoyar. Gün boyu ibadet duygusuyla yaşayan insan, Rabbiyle sürekli irtibat halinde olur.

Aç ve susuz kalması oruç tutan kimsede merhamet duygularını geliştirir. Yüce Allah tarafından kendisine verilen nimetlerin kıymetini daha iyi anlar ve Rabbine şükreder. Oruç, insanın sabrını artırır ve onu güçlüklere katlanmaya alıştırır. Vakti belirlenmiş bir ibadet olan fıtır sadakası; gücü yeten Müslümanların sağlıklı olmalarının bir şükrü olarak Ramazan ayının sonuna kadar fakirlere vermekle yükümlü oldukları sadakadır.

Fıtır sadakası, ibadetlerle geçirilen Ramazan ayının bereketidir. Müslüman kimse bu ayda, oruçla bedenini ve nefsini arındırırken fıtır sadakasıyla da bayrama kavuşmanın şükrünü eda eder.

Zekat, dinen zengin olan Müslümanların, her yıl mallarının ve paralarının yüzde iki buçuğunu ibadet niyetiyle fakirler başta olmak üzere Kur’an-ı Kerim’in belirlemiş olduğu yerlere vermeleridir. Zekât ibadeti hem yapanın hem de başkalarının faydalandığı salih bir ameldir.

Nimetlerin asıl sahibi Yüce Allah bir ayette: “Mallarında (yardım) isteyen ve (iffetinden dolayı isteyemeyip) mahrum olanlar için bir hak vardır.” buyurarak bize verdiği nimetleri başkalarıyla paylaşmamızı istemiştir. Zekât malı bereketlendirir. Bu sebeple Müslümanın ihtiyaç sahibiyle paylaştığı malında eksilme olmaz.

Peygamber Efendimiz bir hadisinde “Sadaka/ zekât vermek, maldan hiçbir şey eksiltmez…” buyurarak buna dikkat çekmiştir. Yüce Allah tarafından vakti belirlenen hac ibadeti, İslam’ın şartlarından biridir.

Şartlarını taşıyan varlıklı Müslümanların yerine getirmeleri farz olan salih bir ameldir. Müslümanların aynı ideallere ve değerlere sahip olduklarını yaşayarak tecrübe etmelerini sağlayan hac ibadetinde sabır, fedakârlık, paylaşmak gibi güzel davranışlar sergilenir.

Hacca gidenler ibadet, dua ve tövbe ile günahlarından arınarak yenilenirler. Kurban, ilk insandan günümüze kadar bütün toplumlara emredilmiş ve vakti belirlenmiş ibadetlerden biridir. İnsan bu ibadet vesilesiyle teslimiyet ve fedakârlık göstererek Rabbine yakınlaşır.

Kurban, Allah’ın (c.c.) verdiği sayısız nimetler için bir şükür anlamı taşır. İnsan kurban ibadetiyle Allah’ın (c.c.) emrine itaat ederek kulluk bilinciyle davrandığını canlı bir biçimde ortaya koyar. Kurban, toplumda dayanışma ruhunu canlı tutar. Kurban etinin paylaşılması sebebiyle akraba ve komşularla yakınlık kurulmuş olur.

Bu yazımız da ilginizi çekebilir  Müminlerin Özellikleri | Namazlarına Özen Gösterirler

Vakti Belirlenmemiş İbadetler

Müslüman bütün hayatını salih ameller çerçevesinde yaşamaya çalışır. Çünkü vakitleri belirlenmiş temel ibadetleri yanında Allah rızası için ve helal sınırlar içinde yaptığı diğer bütün işleri de Allah (c.c.) katında değerlidir.

  • Peygamber Efendimiz bir hadisinde “Müminin durumu ne ilginçtir! Her hâli kendisi için hayırlıdır. Bu durum yalnız mümine mahsustur.Başına sevinecek bir hâl geldiğinde şükreder; bu onun için hayır olur. Başına bir sıkıntı gelecek olursa ona da sabreder; onun için bu da hayır olur.” buyurmuştur.

İlim öğrenmek, iyiliği emretmek, kötülüğü yasaklamak, düşmanla cihat etmek, şükretmek, dua etmek, sadaka vermek, sabırlı, dürüst, yardımsever, adaletli ve sorumluluk sahibi olmak gibi erdemli davranışlar yanında Kur’an-ı Kerim okumak, anne babaya itaat, sıla-i rahim, Allah’ı (c.c.) zikir ve helal kazanç da salih amellerdendir.

Sözlerin en güzeli olan Kur’an-ı Kerim’i Allah rızası için okumak bir ibadet ve salih ameldir. Kur’an insana doğruyu, iyiyi ve güzel ahlaka uygun olanı bildirerek doğru yolu gösterir. İnsana dünya hayatı hakkında ilkeler sunar ve ahiret hayatını tanıtır.

Peygamber Efendimiz “Kim Kur’an-ı Kerim’den bir harf okursa, onun için bir iyilik sevabı vardır. Her bir iyiliğin karşılığı da on sevaptır. Ben, elif lâm mîm bir harftir demiyorum; bilâkis elif bir harftir, lâm bir harftir, mîm de bir harftir.” buyurmuştur. Allah rızası için anne-babaya itaat ve iyilik etmek de farz olan salih amellerdendir.

Yüce Allah Kur’an-ı Kerim’de: “Allah’a kulluk edin ve ona hiçbir şeyi ortak koşmayın. Anne babaya, akrabaya, yetimlere, yoksullara, yakın komşuya, uzak komşuya, yakın arkadaşa, yolcuya, ellerinizin altında bulunanlara iyi davranın… buyurarak onlara karşı en küçük saygısızlığa dahi izin vermemiştir.

Anne ve babaya iyilik insana Allah’ın (c.c.) hoşnutluğunu kazandırır. Peygamber Efendimiz bu konuda “Anne baba, kişinin cennete girmesine vesile olacak ana kapılarından birisidir. Bu kapıdan girme fırsatını kaybetmek ya da değerlendirmek artık senin arzuna kalmış!” buyurmuştur.

Sıla-i rahim, akrabalık hukukunun gözetilmesi demektir. Müslümanlara salih bir amel olarak sıla-i rahim emredilmiştir. Allah rızası için akrabalık ilişkilerini devam ettirmek, sevinçli ve kederli zamanlarında yanlarında bulunmak ve ihtiyaç anında yardımlarına koşmak akrabalarımıza karşı görevlerimizdendir.

Yüce Allah Kur’an-ı Kerim’de akrabalarla ilgilenmeyenleri ikaz ederek şöyle buyurur: “Demek, iş başına gelecek olursanız yeryüzünde bozgunculuk çıkaracak ve akrabalık bağlarını keseceksiniz, öyle mi?” Peygamberimiz Hz. Muhammed de (s.a.v.) bir hadisinde “Yüce Allah şöyle buyurdu: ‘Ben Rahman’ım, o (akrabalık bağlarının adı) da rahimdir. Ona kendi ismimden türeyen bir isim verdim. Onunla ilişkiyi sürdürenle ben de ilişkimi sürdürür, onunla ilişkiyi kesenle ben de ilişkimi keserim.’” buyurmuştur.

Allah’ı (c.c.) zikretmek de salih amellerdendir. Zikir, Allah’ı (c.c.) hatırlamak, O’nu anmak ve O’nun gözetiminde olduğunu unutmamaktır. Yüce Allah’ı ibadet, dua, hamd ve tesbih ile zikrederiz. Yüce Allah Kur’an-ı Kerim’de: “Ey iman edenler! Allah’ı çokça zikredin. Sabah akşam O’nun yücelik ve eşsizliğini dile getirin.” ve “… Bilin ki, kalpler ancak Allah’ın zikriyle huzur bulur.” buyurmaktadır.

Salih amellerden biri de helal kazançtır. İnanan insan geçimini sağlamak için Allah’ın (c.c.) kendisine takdir ettiği rızkı yine Allah rızasını gözeterek aramak ve harama el uzatmadan helal yoldan kazanmakla yükümlüdür. Eğer ailesi varsa onlara da helalinden yedirmesi gerekir. Dinimiz helalle haramı ayırmış ve alın teri ile elde edilen helal kazancı mübarek saymıştır.

Yüce Allah Kur’an-ı Kerim’de: “Allah’ın size rızık olarak verdiklerinden helal, iyi ve temiz olarak yiyin ve kendisine inanmakta olduğunuz Allah’a karşı gelmekten sakının.”  buyurmuştur. Peygamber Efendimiz de bir hadisinde “Hiç kimse elinin emeğinden daha hayırlı bir kazanç yememiştir…” buyurarak helal kazancın önemini vurgulamıştır.

Varlıklı Müslümanlara farz olan zekâtın dışında zaman ve miktarla sınırlı olmayan sadaka ibadeti de salih amellerdendir. Sadaka doğruluğun, Allah’a (c.c.) gönülden bağlılığın ve samimiyetin bir ifadesidir.

Hz. Peygamber “Vücuttaki bütün eklemler için her gün sadaka vermek gerekir. Bineğine binmek isteyen kişiye yardım etmek veya eşyasını bineğine yüklemek sadakadır. Güzel söz sadakadır. Namaza giderken atılan her adım sadakadır. Yol göstermek sadakadır.” buyurarak bu salih amellerin her birinin ibadet olduğunu bildirmiştir.

Temel Dini Bilgiler Ders Notları

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu