Kimdir

Esirlerin Annesi Meryem Atmaca

Meryem Atmaca Kimdir ?

Kahraman Türk kadınlarından sadece birkaçı olan Kara Fatma, Nene Hatun, Şerife Bacı’nın adını sık sık duyduk ve  tarih öğretmenlerimizden dinledik, fakat okuyup dinlemediğimiz gizli kahramanlarımızdan biri de esirlerin annesi Meryem Atmaca ‘ dır.

Meryem Atmaca, Türk Kurtuluş Savaşında, Sarıkamış’ta Rus birliklerine esir düşen 1800 Türk askerini babasından kalan 10.000 altın ile kurtaran kadındır. 1931 yılında bakanlar kurulu kararıyla Ankara’ya eşiyle birlikte yerleştirilmiştir. İçinde bulunduğu zayıf duruma bakmaksızın, birçok cephede canla başla savaşan Osmanlı güçleri, Sarıkamış’ta Ruslara karşı mücadele etmiştir. Ama onlarınki sadece düşmana karşı mücadele değildi. Bu cephede onları düşmandan daha çok zorlayan ve yıldıran soğuk ve açlıktı. Bölgenin coğrafi şartları, soğuk, açlık ve cephanenin yetersizliği gibi sebeplerden dolayı Türk askerlerinin birçoğu şehit düşerken, birçoğu da Rusların eline esir düşmüştü. Türkler için esir düşmek ölmekten beterdi. Bu Türk esirler için onlara nasıl davranılacağı ve nasıl nakledileceği konusunda daha savaştan önce antlaşma yapıldıysa da Ruslar tarafından tabii ki bu antlaşma göz ardı edildi. Onlar, yıllardan beri savaştıkları Osmanlı askerlerini esir almanın haksız sevincini yaşıyorlardı. Savaş meydanında esir düşen Türk askerlerinin yaşadığı zorluklar, sıkıntı ve hak etmedikleri muameleler, daha Rusya’ya nakledilmeleri sırasında başladı. Yolculuklarda, hayvan taşımada kullanılan yük vagonları nakil aracı işlevini görmekteydi. Bu vagonlar, esir de olsa insana göre değildi. Kokudan ve pislikten dolayı hastalıklar kaçınılmazdı. Bu şartlar nedeniyle de esirlerin büyük bir kısmı ölmüştü. Vagonlardaki esirlerin denetim ve kontrolünü Ermeniler yapıyordu. Çünkü savaş yıllarında Ermeniler Rusların en büyük destekçisi ve işbirlikçisiydi. Varılan yerlerde vagonlar açıldığı zaman, her vagondan mutlaka on-on beş Türk askeri ölmüş olarak bulunmakta ve yollarda bu ölü bedenler rastgele açık araziye atılmaktaydı. Sadece yolculuk esnasında vagonların durumu değil, esirlerin nakledildiği Sibirya’daki esir kamplarının durumu da içler acısıydı. Ruslar, savaş esirleri için uygun bir ortam hazırlamak yerine, terk edilmiş olan köhne fabrikaları kamplara çevirerek, esirleri burada tuttular. Buralar da insanların yaşaması için elverişli değildi. Ele geçirilen binlerce esirin buralara getirilmesiyle oluşan aşırı kalabalık, yaşamayı daha güç ve katlanılmaz hale getirmişti. Bu yüzden kamplarda yatak, battaniye ve odun sıkıntısı iyice artmıştı. Tam bir insanlık trajedisiydi yaşanıyordu. Esirlerin Annesi Meryem Atmaca.

Bu yazımız da ilginizi çekebilir  Ömer Hayyam kimdir? Eserleri Nelerdir?

Bazen açlık ve susuzluktan şehit olan asker ve subayları bir vagona doldurarak, bu cinayetlerinden bir iz bırakmamak için Ruslar, vagonları ateşe vermiştir. Sarıkamış’ ta esir edilen Türk askerlerini İsveç delegesi Graf Londrof şöyle tarif etmiştir:

“İzdihamdan, kokudan yanlarına varılmayan, kapıları kilitli ve içerisi tıka basa Osmanlı esirleri ile dolu büyük bir tren 1915 Ocak ayının sonunda Sirzan istasyonuna geldi. İçindeki esirler insan kılığından çıkmış, açlıktan renkleri sararmış, yanakları çökük, elmacık kemikleri dışarı fırlamış, kımıldayamayacak şekilde yorgun ve kuvvetten düşmüş, elbisesiz, ayakları çıplak ve bulaşıcı hastalıklara müptela bir haldeydi. Bu feci manzara insanların yüzlerini kızartacak ve kalplerini sızlatacak derecedeydi.”

Bu durum 1917 Bolşevik İhtilali’ne kadar sürdü. 1917 Ekimindeki bu ihtilalle Çarlık Rusya’sı yıkıldığı için, yaşanan iç karışıklıklar ve devlet düzeninin sarsılmasından esir kampları da nasibini aldı, tamamen bakımsız bir hale geldi. Kamplara, yiyecek ve giyecek gönderme işi neredeyse tamamen durdu. Yaşanan bu gelişmeler ise esirleri ciddi anlamda sıkıntıya soktu. Yaşanan bu acı olaylar Türk esirleri için kelimenin tam anlamıyla hayatlarının acı dolu bir dönemi oldu. Kaldı ki Türkler, öteden beri esarete alışık değillerdi, bağımsız yaşamaya düşkün bir milletti. Bu dönemde Bolşevik İhtilali’nin yarattığı karışık durumdan istifade eden esirlerin bir kısmı yurda dönme fırsatı yakalarken, bir kısmına da bu esaret hayatı maalesef mezar oldu. Meryem Atmaca, tam bu sırada kendini gösterdi. Elinde babasından miras kalan on bin altını vardı. Düşünülürse, belki de hiç kimsenin yapmayacağı fedakârlığı yaparak, zimmetinde bulunan altınları Ruslarla pazarlık yaparak onlara verdi ve 1800 esir Türk askerini kurtardı. Savaşın bilinmeyen ve Türk tarihinin satırları arasında gizli kalmış olan Meryem Atmaca 1926 yılında hayatını kaybetmiştir.

Kahraman Meryem altınlarını Mehmetçik için feda etti. Türk kadınının vatanseverliğini tüm dünyaya kanıtladı.

 

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu