Türkiye Tarihi

1950’li Yıllarda Türkiye’de Sosyal ve Kültürel Hayat

1950’li yıllardan itibaren kentlerdeki sanayileşme ile beraber köylerden kentlere göçler daha da artarak devam etti.

Tarımda makineleşmenin artması, köylerdeki iş imkânlarının azlığı, eğitim ve sağlık hizmetlerinin yetersizliği göç hareketini artıran en temel sebeplerdendi. Yaşanan yoğun göçler kentlerde konut sıkıntısı, çarpık kentleşme ve altyapı sorunları gibi problemleri ortaya çıkardı.

Siyasal düzeyde tek parti döneminin son bulması, ekonomide tarımsal üretimden sanayi üretimine doğru yönelişin hızlanması ve kentlere doğru hızlı bir göçün ortaya çıkması Türkiye’nin toplumsal ve ekonomik yapısında önemli değişimleri de beraberinde getirdi.

Kültürel Hayat

Bu dönemde Garip Akımı’nın ardından İkinci Yeni şiir anlayışı ortaya çıktı. Edebî bir topluluk olmaktan ziyade bağımsız olarak benzer bir çizgide hareket eden İkinci Yeni şairleri Garipçilerden farklı olarak çağrışımlar ve yoğun imgelerle dolu, soyutlamaların öne çıktığı yeni bir şiir anlayışı getirdiler. Yine bu dönemde ortaya çıkan Attila İlhan öncülüğündeki Maviciler ise şiirde yeniliği savunup şairanelikten ödün vermeden romantik bir duyarlılıkla toplumcu gerçekçiliğin sözcüsü oldular.

Mavicilerden Attila İlhan
Mavicilerden Attila İlhan

Dönemin diğer önemli edebiyat topluluğu ise eskiyi inkâr ve reddetmeden yenilik arayışını sürdüren, geleneklere bağlı bağımsız sanatçıların oluşturduğu Hisarcılar Grubu idi. Hisarcılar Grubu, edebiyatta millî zevk ve anlayışını sürdürüp yaşayan dili kullandılar.

İkinci Yenicilerden Cemal Süreya
İkinci Yenicilerden Cemal Süreya

Önceden daha çok konserlerde veya radyodan dinlenen müzik, toplumsal, ekonomik, teknolojik alandaki gelişmeler sayesinde endüstri hâline gelmeye başladı. 1950 sonrasında gelirleri ve şehirle irtibatı artan kırsal kesimde, serbest bırakılan ithalatın da etkisiyle radyo, plak ve müzik cihazlarına olan ilgi arttı. Müzik evlere kadar girebilen bir sanat dalı hâline geldi. Müzik alanında devlet kontrolü azaldı ve serbestlik sağlandı. Böylelikle dünyada ortaya çıkan farklı müzik türleri daha yakından takip edilebildi. Tüm dünyada olduğu gibi Jazz (caz) ve Rock’n Roll (rakın rol) gibi müzik türleri bu dönemde Türkiye’yi de etkisi altına aldı.

Bu yazımız da ilginizi çekebilir  2. Dünya Savaşı Sonrasında Türkiye'de Ekonomik Hayat

Klasik Türk Müziği ve Türk Hal Müziği

Yabancı müzik türlerine olan ilgi, yabancı dilde şarkılar söyleyen yerli sanatçıların ortaya çıkmasını sağladı. Diğer yandan Klasik Türk müziği ve Türk Halk müziği doğal süreci içinde gelişimini sürdürmeye devam etti. Dönemin önemli ses sanatçıları arasında Aşık Veysel, Zeki Müren, Müzeyyen Senar yer almaktadır.

Aşık Veysel Şatıroğlu
Aşık Veysel Şatıroğlu

Sinema tarihinde 1950-1960 yılları Yeşilçam Sineması olarak geçmektedir. Karanlık Dünya Âşık Veysel’in Hayatı (Metin Erksan); Evvel Zaman İçinde (Turgut Demirağ); Halıcı Kız (Muhsin Ertuğrul); Kanun Namına (Ömer Lütfi Akad); Gelinin Muradı (Atıf Yılmaz); Üç Arkadaş (Memduh Ün); Dokuz Dağın Efsanesi (Metin Erksan) gibi filmler bu dönem çekilen filmlerden bazılarıdır. Münir Özkul, Neriman Köksal, Ayhan Işık, Belgin Doruk, Öztürk Serengil, Ekrem Bora ve Erol Taş gibi Türk sinemasının dev isimleri bu dönemde ilk filmlerine imza atarak oyunculuğa başlamışlardır.

Halıcı Kız
Halıcı Kız

1953’te ilk senaryosu “Kanlı Para” ile sinema hayatına atılan Safa Önal, en fazla filme çekilmiş senaryoya sahip kişi olarak Guinness (Gines) Rekorlar Kitabı’na girmiştir. Sefa Önal’ın 395 senaryosu filme çekilmiştir. Yeşilçam Sineması bu dönemden itibaren başarılı filmlere imza atmıştır.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu