Kimdir

III.Ahmet Kimdir? Hayatı

III.Ahmet Hakkında Genel Bilgiler

1673 yılında dünyaya gelen Sultan III.Ahmet, Osmanlı Devleti’nin 23. Padişahıdır ve İslam Halifesi’dir. Babası IV.Mehmet, annesi ise Giritli olan Emetullah Rabia Gülnuş Sultan’dır.

III.Ahmet’ten sonra tahta sırasıyla I.Mahmud, III.Osman geçmiştir. III.Osman’dan sonra tahta, III.Ahmet’in Emine Mihrimah Sultan’da dünyaya gelen oğlu III.Mustafa, ondan sonra ise Rabia Sermi Sultan’dan dünyaya gelen oğlu I.Abdulhamit geçmiştir. III.Ahmet’in diğer eşlerinin adları ise: Emutullah Sultan, Rukiyye Sultan, Hatice Sultan, Zeyneb Sultan, Hanife Sultan, Meyli Sultan, Emine Musall Sultan, Gülşen Sultan, Nijad Sultan, Ümmü Gülsüm Sultan, Nazife Sultan, Fatma Ümmüşah Sultan ve Hafsa Sultan’dır.

  • III.Ahmet’in erkek çocuklarının adları: III.Mustafa (26.Osmanlı Padişahı), I.Abdülhamit (27.Osmanlı Padişahı), Şehzade Süleyman, Şehzade Bayezid, Şehzade Mehmed, Şehzade İbrahim, Şehzade Numan, Şehzade Selim, Şehzade Ali, Şehzade Murad, Şehzade Abdülmecid, Şehzade Seyfeddin, Şehzade İsa ve Şehzade Abdülmelik’tir.
  • Kız çocuklarının adları ise: Emine Sultan, Esma Sultan, Zeyneb Sultan, Zübeyde Sultan, Habibe Sultan, Hatice Sultan, Atike Sultan, Esime Sultan, Rukiye Sultan, Saliha Sultan, Ümmüselma Sultan, Reyhan Sultan, Ferdane Sultan, Nazife Sultan, Ayşe Sultan, Fatma Sultan, Emetullah Sultan, Naile Sultan’dır.

III.Ahmet’in tahttan indirilmesi üzerine tahta I.Mahmud geçti.

Padişahlık Öncesi

III.Ahmet çok iyi bir eğitim almıştı, dönemin önemli alimlerinden dersler almıştı. Kendinden önce ki dönemlerde ki padişahların yaşadığı öldürülme korkusunu Kafes sisteminin gelmesiyle yaşamadığı için kendini daha fazla geliştirdi. Avrupa’da ki gelişmeleri yakından inceleme fırsatı bulmuştu. III.Ahmet ağabeyi II.Mustafa’nın Edirne Vakası sonucu tahttan indirilmesi üzerine 1703 yılında Edirne’de tahta geçti.

Padişahlık Dönemi

Sultan III.Ahmet tahta geçer geçmez, ağabeyi II.Mustafa’nın tahttan indirilmesine ve Şeyhülislam Feyzullah Efendi’nin öldürülmesine sebep olan Edirne Vakasından sorumlu kişileri bulup hepsini cezalandırdı. Sadrazamlığa Baltacı Mehmet Paşa getirildi.

Osmanlı – Rusya ilişkileri

Rusya Balkanlarda ki Slavları ve Ortodoksları himayesi altına almabilmek için Osmanlı Devleti egemenliğinde yaşayan Ortodoksolur kışkırtıyordu. Kırım, Lehistan ve Baltık Denizi’ni egemenliği altına almak istiyordu. Ayrıca boğazları ele geçirerek sıcak denizlere inmek istiyordu. Bunun üzerine İsveç’e savaş açtı. İsveç Kralı Demirbaş Şarl Osmanlı Devleti’ne sığındı. Bu sebeplerden ötürü Osmanlı Rusya’ya savaş açtı.

Prut Savaşı (1711 Osmanlı Devleti- Rusya)

Sadrazam Baltacı Mehmet Paşa komutasında yaklaşık 100000 kişilik Osmanlı Ordusu Rusya’yı kısa sürede yendi. Bunun üzerine Rusya Komutanı Mareşal Şeremitiyev Baltacı Mehmet Paşa’dan barış istedi. İlkin bu isteğe sıcak bakılmadı fakat Rusya’nın her türlü isteği kabul etmesi üzerine Osmanlı Devleti ile Rusya arasında 21 Temmuz 1711 yılında Prut Antlaşması imzalandı.

Prut Antlaşması (1711 Osmanlı Devleti- Rusya)

21 Temmuz 1711 yılında imzalanan Prut Antlaşması’na göre:

  • Ruslar Azak Kalesinini geri vereceklerdi,
  • İsveç Kralı Demirbaş Şarl ülkesine rahatça geri dönebilecekti,
  • Ruslar Kırım ve Lehistan islerine karışmayacaklardı,
  • Ruslar Türkiye’de elçi bulunduramayacaklardı,
  • Ruslar Kırım Hanı’na vergi vermeye devam edecekti.
Bu yazımız da ilginizi çekebilir  Ceren Yaldız Kimdir? Kaç Yaşında?

Osmanlı Venedik İlişkileri

Osmanlı Devleti Prut zaferinden sonra Mora yarımadasını yeniden ele geçirmek, Venedikli korsanların Osmanlı ticaret gemilerine saldırmalarına son vermek ve Mora Halkının Osmanlı yönetimi altına girme isteği üzerine Venedik’e savaş açtı. Silahtar Ali Paşa komutasında ki Osmanlı Ordusu Modon, Navarin ve Koron’u alarak Mora Yarımadası’nı fethetti.

Rusya Karlofça Antlaşması’nın Osmanlı Devleti tarafından ihlal edildiğini öne sürerek 1716 yılında Osmanlı Devleti’ne savaş açtı. Osmanlı Ordusu Silahtar Ali Paşa komutasında Macaristan’a girdi, ordunun en ön safında yer alan Ali Paşa şehit edildi. Büyük uğraşlara rağmen savaş kaybedildi. Bunun üzerine İngiltere ve Hollanda’nın da araya girmesi ile 1718 yılında Osmanlı Devleti ve Avusturya arasında Pasarofça Antlaşması imzalandı.

Pasarofça Antlaşması (1718)

Pasarofça Antlaşmasına göre:

  • Mora yarımadası ve Grit Osmanlılara bırakıldı,
  • Belgrad ve Eflak’ın bir bölümü Avusturya’ya verildi,
  • Dalmaçya, Bosna ve Arnavutluk kıyılarındaki bazı kaleler Venedik’e verildi.
  • Pasarofça Antlaşmasının Önemi:
  • Osmanlı Devleti batının üstünlüğünü kabul etti,
  • Batı ile yapılan savaşlar kesildi ve onların kültürü tanınmaya çalışıldı.
  • İlk defa batıda ki türden ıslahatlara gidildi,
  • Osmanlı Devleti Pasarofça Antlaşmasının yarattığı barış ortamından sonra 12 yıl süren ve Patrona Halil isyanı ile sona erecek olan Lale Devri’ne girdi.

Lale devri (1718-1730)

Osmanlı Devletinde 1718 Pasarofça Antlaşması ile başlayıp 1730 Patrona Halil İsyanına kadar geçen dönem Lale Devri olarak adlandırılır. Batıdaki gelişmeleri yakından takip edebilmek için Paris, Londra ve Viyana gibi Avrupa’nın önemli şehirlerinde elçilikler açıldı. Bu dönemde Avrupa’dan Lale soğanları getirilip yetiştirildi. Bu dönemde zevk ve eğlence ön plandaydı.

Patrona Halil İsyanı (1730)

Lale Devri 1730 yılında Patrona Halil İsyanı ile sona erdi. Bu isyanın altında siyasi, ekonomik ve idari sebepler vardı. Bazı Devlet adamları yapılan Islahatların gereksiz harcama olduğunu düşünüyorlardı ve askeri teşkilattada ıslahat yapılacağını iddia ederek yeniçeri ocağını da isyana teşvik ediyorlardı. Halkı da yapılan saray, konak, kütüphane, yalı, bahçe gibi şeylerin lüks olduğuna ikna ederek isyana teşvik ediyorlardı.

25 Eylül 1730 yılında Patrona Halil ve yandaşları ayaklanma çıkardı. Bu ayaklanma bastırılmaya çalışıldıysa da başarılı olunamadı. İsyan sonunda Damat İbrahim Paşa ve pek çok devlet adamı idam edildi ve III.Ahmet tahttan indirilip yerine II.Mahmut geçirildi.

III.Ahmet 1 Temmuz 1736 yılında vefat etti. Naaşı Yeni Camii Turvan Valde türbesine defnedildi.

Sultan III.Ahmet sanata, edebiyata çok önem verirdi. Halkın gelişmesine önem verdiği için kütüphaneler yaptırmıştı. Ülkesi için çalışmış pek çok ıslahatta bulunmuştu.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu