Kimdir

Eflatun (Platon) Kimdir? Eflatun’un Hayatı

Platon yada diğer adı Eflatun hakkında ulaşmak istediğiniz her türlü bilgiye ulaşabilmeniz için özenle yapılmış bir araştırmanın neticesi aşağıdaki metindedir. İçeriği inceledikten sonra gördüğünüz eksikleri yorum alanına yazabilir ve bize destek vermek isterseniz bu içeriği sosyal ağlarınızda paylaşabilirsiniz. İyi okumalar;

Platon (Eflatun) Kimdir?

Platon (eflatun) kimdir
Platon (eflatun) kimdir

 M.Ö. 427 yılında Atina’da doğan Eflâtun (Platon), Atina’nın en eski ve en asil ailelerinden birine mensuptur.

✅ Gerçek AdıPlaton
✅ Doğum TarihiMÖ 427
✅ Ölüm TarihiMÖ 347
✅ NereliAtina
✅ MeslekFilozof – Düşünür
✅ Doğum YeriAtina
Platon’un Biyografisi

Eflâtunun babası Ariston, Perikles’in yakın dostudur. Annesi Periktione ise eski kralların soyundan gelmektedir. Nitekim periktione, ünlü kanun koyucu Solon’un soyundan geldiği gibi, Otuzlardan birisi olan Kritias’ın da yeğenidir.

Eflâtun, her asil Atinalı gibi aile durumunun gerektirdiği şekilde, üstün bir eğitim ve öğretim sisteminden geçmiştir. Zamanının en üstün bilginleri ve eğitimcileri tarafından yetiştirilmiştir. Genç Aristokrata, daha çok genç yaşta iken, eski Yunan şiiri (Homer, Pindal) tanıtılmış ve o devre hâkim olan hitabet sanatı öğretilmiştir Eflâtun, kendisinin ilk felsefe hocası olan Heraklitci Kratylos’dan, Heraklit felsefesini ve Heraklitci dünya görüşünü öğrenmiştir.

Sonra, Diyaloglarından birinden anlaşıldığına göre, Filozof, daha bu devrede, Anaxagoras’ın, âlemin oluşması hakkında ileri sürmüş olduğu nazariyeyi de bilmektedir. Bununla birlikte, Eflâtunun düşünce hayatında dönüm noktası olan ve onun manevi gelişmesine esas istikametini veren olgu, Sokrates’le karşılaşmasıdır. 407 yılında, yirmi yaşında iken, Sokrates’e bağlanan ve Sokrates’in dinleyicileri arasına katılan Eflâtun, Sokrates’i tam sekiz yıl dinlemiştir.

Eflâtunun hayat ve şahsiyeti üzerinde, Sokrates’in gerek ahlâk görüşü, gerek kullandığı dialektik metot bakımından çok büyük tesiri olmuştur. Eflâtunun çocukluk ve ilk gençlik yılları, Atina ile Isparta arasında 30 yıl süren, Peleponnes savaşları içinde geçer. Bu savaşlar sonunda Atina, Isparta’ya yenilince, iktidarı, Ispartalılar tarafından korunan ve Otuzlar adı ile anılan Aristokrat bir idare ele alır.

Şefleri arasında, Eflâtunun yakın akrabalarının da bulunduğu bu hükümet, çok geçmeden devrilir. Bu kargaşalık içinde, Eflâtun da öteki aristokratlar gibi düşmanlarının hıncından korkarak Atina’dan kaçmak zorunda kalır. Devrilen aristokrat idarenin ardından ölçülü bir demokrat idare iktidara gelir.

Ancak bu yeni idare de Sokrates’i ölüme mahkûm etmiştir (M. ö, 399). Bundan dolayı, Eflatun, belki de hocası ölürken yanında bulunamamış ve Sokrates’in son demleri ile son soluğunu verdiği anı canlandıran Phaidon adlı diyaloğunu, bu son anlan Sokrates’le birlikte yaşamış olanların anlatımına göre kaleme almıştır.

Bununla birlikte, Eflâtunun, Sokrates’in ölümünden sonra, Sokrates’in öteki öğrenicileri ile birlikte Megara’ya gitmiş olduğu da söylenir. Filozof, bundan sonra, belki de yeni baştan ana vatana dönmüş, 395/94 yıllarında, Atina ordusuna katılıp atlı olarak askerlik ödevi görmüş, daha sonra yazarlık etmiş, hatta küçük ölçüde de olsa daha o vakit etrafına bir öğreniciler gurubu toplamıştı.

Ancak, bir yandan, Atina’ya o vakit hâkim olan siyasi havanın verdiği huzursuzluk, öte yandan felsefeye karşı duyduğu derin ilgi, kendisini yeni baştan Atina’dan uzaklaşmaya götürmüştür. Böylece Eflatun, o zaman bilinen ülkelerde bir inceleme gezisine çıkmıştır (M. Ö. 390). Söylendiğine göre ilkin Kirid’e ve daha sonra da Mısır’a gitmiştir. Mısır, çok eski kültürü, yüzyıllardan beri hiç değişmeden aynı şekilde sürüp gelen gelenekleri ile onun üzerinde çok derin izler bırakmıştır.

Eflatun, Mısır’da sanki sonsuz değişmezliğin kendisini bulmuştur. Mısır’dan sonra Kyrene’ye giden genç filozof, orada matematikçi Theodoras’la tanışmış ve onun tesiri ile geometri ile uğraşmıştır.

Daha sonra Güney İtalya’ya varan Eflatun, orada, Pisagorcuların son temsilcileri ile tanışmış ve dost olmuştur. Pisagor’cu matematikle ve adetler doktrini ile yakından ilgilenmiş, ayrıca, astronomi ile de uğraşmıştır. Pisagorcuların tenasüh nazariyesinde, ilkin Sokrates’ten öğrenmiş olduğu ruhun ölümsüzlüğü düşüncesinin ayrı bir yorumlanmasını bulmuştur.

Eflatun bundan sonra, Sicilya’da Sirakusa’ya gitmiş ve Kral I. Dionysios’un sarayına kabul edilmiştir. Başlangıçta, Eflâtunu dostça karşılayan tiran Kral, bir vakit sonra, filozofun düşüncelerini kendi despotizmi için tehlikeli gördüğünden, onu bir savaş gemisine bindirerek Sicilya’dan uzaklaştırmış ve Aigina’da esir diye sattırmıştır. Eflatun, bu sıkıntılı durumdan, Annikeris isimli Kyreneli bir Filozofun aracılığı ile kurtulmuş, ilkin kendisini satın alan bu filozof, daha sonra, Atina’ya dönmesini de sağlamıştır.

Aşağı yukarı üç yıl süren bu inceleme gezisinden sonra Eflatun, Atina’da 387 yılında meşhur akademisini kurmuştur. Şehrin kapılan önünde, kurulmuş olan Akademi, bir düşünce etrafında ortaklaşa çalışan şahısların meydana getirdiği kapalı bir ilim cemaat] gibi idi. Eflatun, ölümüne kadar, akademinin başında kalmıştır.

Bununla birlikte Eflatun, Akademideki öğretme çalışmalarına Syrakusa’ya ettiği iki yolculukla, iki kere ara vermiştir. Syrakusa’da, I. Dionysios ölmüş, yerine yeğeni II. Dionysios geçmişti. Eflatun, ilk Kralın kayını ve Syrakusa’ya yaptığı ilk yolculuğundan beri kendisinin yakın dostu olan Dion’un aracılığı ile bir ikinci ve üçüncü defa, yeni baştan, Syrakusa’ya gitmiştir.

Filozof, siyasi düşüncelerinin, Syrakusa’da yürürlüğe konabileceği ümidi ile bu son iki yolculuğa girişmiş, ancak, her ikisinde de, bu hedefini gerçekleştirmek imkânım bulamamıştır. Çünkü bu sefer de yeni kral. Eflâtunun Dion’la olan yakın dostluğundan kuşkulanmış ve siyasi plânlarından şüphelenmiştir. Eflâtun, yeni baştan Syrakusa’dan uzaklaşmak zorunda kalmıştır.

Nihayet, dostu Dion, iktidarı ele alınca, bu kere, siyasi düşüncelerinin, gerçekten, gerçekleşebileceğini sanmışsa da, çok geçmeden, Dion, bir Akademi öğrenicisi tarafından öldürülmüştür. Bu olay, Eflâtunu derin bir hayal kırıklığına uğratmış, bundan böyle, siyasetten büsbütün vazgeçerek, kendisini yalnız Akademi çalışmalarına vermiştir.

Eflâtun, Atina’nın Aristokrat sınıfına mensuptu ve bu bakımdan da kendisinin siyasetle aktif olarak uğraşması gerekiyordu. Ancak, Atina’daki siyasi kargaşalıklar, filozofta, kendi vatanında siyasetle uğraşmak hevesi bırakmamıştır. Eflâtun, ne hatiplerin elinde oyuncak olan demokrasi idaresini benimseyebilmiş, ne de aristokrat iktidarın zorlama ve haksızlıklarına göz yumabilmiştir.

İdealizmin kurucusu olan bu büyük düşünür, insanlık topluluğunun yepyeni temeller üzerinden yepyeni bir şekilde kurulmasını ve kavranmasını istemiştir. O, Akademinin sınıfları içinde, nazari bir şekilde ortaya koyduğu siyasi görüşlerini, Syrakusa’da yürürlüğe koyarak ideal bir devlet düzeni meydana getirmek istedi. Ama yukarda görüldüğü gibi, bütün gayretleri, başarısızlıkla sonuçlandı.

Eflâtun, insanların aşırı istek ve hırslarım yakından tanıyıp, hayatın acı cilvelerini ya şadı. Bütün bu yaşantılar, Filozofun iç hayatında derin bir yıkıntı ve çöküntü meydana getirdi. Gerçekten, Eflâtunun bu acı denemelerden sonra meydana getirdiği eserler, İhtiyarlık Diyalogları adını alırlar, Bu sonuncular, daha sonraki olgunluk devri eserlerinden, şekil, hava ve muhteva bakımından ayrılırlar.

Olgunluk devri eserlerinin şiirinin yükseklerde uçan idealizmin yerini, bu son ihtiyarlık devri eserlerinde, Filozofun yıpratıcı yaşantılarından edinilmiş, acı bir realizm alır.

Platon Kimdir?

Platon’un Hayatı ve Felsefesi

Filozof denilince akla gelen ilk bir kaç filozoftan bir tanesi olan Platon kimdir? Hayatı ve eserleri nelerdir? Gibi kilit soruları cevaplamak ve Platon’u herkese daha yakından tanıtmak için oluşturulmuş harika bir biyografi yazısı okuyacaksınız.

  • İsmi konusunda değişik rivayetler var, bunların arasında en çok kabul edilen rivayet; genç yaşlarda sporla fazlasıyla haşır neşir olduğundan geniş omuzlara sahiptir ve güreş hocası omuzlarından ötürü yunanca’da geniş anlamına gelen Platon ismini ona vermiştir.
  • Platon’un doğum ve ölüm tarihlerine dair farklı kaynaklarda birçok farklı bilgi bulunuyor, bunlara göre M.Ö. 424, 427 veya 428 yılında dünyaya gelmiştir.
  • 20 yaşına kadar spor, sanat ve müzikle uğramıştır. Spor olarak güreşle daha fazla ilgilenmiştir.
  • 37 yaşında İtalya ve Mısır’a gitmiştir. Bu gezilerinde özellikle felsefe, astronomi ve matematik alanında kendini geliştirmiştir.
  • 40 yaşında Syrakuza gitmiş ve dönemin Syrakuza Tiranı tarafından köle edilmiştir fakat buradan kurtulmayı başarmış Atina’ya geri dönmüştür.
  • M.Ö. 387 yılında Akademia Felsefe Okulunu açtı. Bu okul günümüzdeki üniversitelere örnek olmuş ve modern üniversitelerinde temelini atmıştır.
  • Uzun yıllar Akademia’da öğretmenlik yapmıştır.
  • M.Ö 347 veya 348 yıllarında hayatını kaybetmiştir.

İdealar ve fenomenler evreni

Değişmez bir gerçeklik arayışını bilginin doğuştan geldiği düşüncesiyle temellendirmiş ve her şeyi idealara göre şekillendirmiştir.

Bu yazımız da ilginizi çekebilir  Joseph Goebbels Kimdir ?

Ona göre iki ayrı evren vardır: 

  • İdealar Evreni
  • Fenomenler Evreni

İDEALAR EVRENİ

  • Varlıkların aslı bu dünyadır.
  • İdealar akıllı kavranabilen değişmeyen, sonsuz, kusursuz, değişmeyen gerçek varlıklardır.
  • Duyusal dünyanın tamamen dışındadır.
  • İdeaların bilgisi zihinde doğuştan bulunur. Bu bilgilere episteme denir.
  • Episteme bilgilere anımsama, hatırlama yoluyla ulaşılır.

FENOMENLER EVRENİ

  • Duyumlanabilir olan bu dünya gerçek değildir.
  • Gerçeğin bir kopyası, ideaların yansıması, taklididir.
  • Duyular dünyasında olan her şey kusurlu ve sonludur.

Ahlak, devlet, sanat ANLAYIŞI

AHLAK

  • İdeaların en üstünde ‘iyi ideası’ bulunur.
  • İyi ideasına ulaşabilmek için erdemli, adil, doğru olmak gerekir.

DEVLET/SİYASET GÖRÜŞÜ

  • Platon; devlet yönetimi hakkında, en önemli eserlerinden biri olan ‘Devlet’ kitabında pek çok öğüt ve bilgi vermiştir.
  • Bu görüşlerden birisi ‘devletin yöneticileri filozof olmalıdır.’
  • Filozof iyi ideasının bilgisine ulaşarak devleti bilgece yönetebilir ve en doğru yönetim böyle yapılabilir.

SANAT

  • ‘Sanat, taklidin taklididir’ görüşündedir bunun sebebi ise sanatın fenomenler evrenini yansıttığını düşünmesidir.
  • Platon’a göre; sanatçı fenomenleri değil ideaları yansıtmalı, eğer sanatçı bunu yaparsa gerçek sanatı yapmış olacaktır.

BİLGİ VE VARLIK

BİLGİ

  • Platona göre bir şeyin bilgisini el etmek konusunda duyularımıza güvenmemeliyiz. Yani bir şeyin bilgisini elde etmede duygusallığı reddeder.
  • Platona göre duyular aldatıcıdır ve bizi yanıltır.
  • Bilgi felsefesinde gerçek ve sahte ayrımı vardır.
  • Duygularla elde edilen bilgi bize gerçeği veremez.
  • Duyularla elde edilen bilgiler bir yere kadar geçerlidir.
  • Fenomenlere yönelik bilgiler gerçeği vermez.
  • Gerçek bilgiye İdeaların bilgisiyle ulaşabiliriz.
  • İdeaların bilgisini ‘Episteme’ olarak nitelendirmiştir Platon. Bu fikre ‘Ruhun ölümsüzlüğü’ ile ulaşmıştır Platon. Platona göre insan ruhu doğum ve ölümle idealar ve fenomenler evrenine gidip gelmektedir. Bu seferlerde ideaların dünyasında görülen her şey fenomenleri ışıltısında unutulmaktadır.
  • Bilginin gerçek mahiyetini, özünü ve hakikatini tespit etmek anca idealara mümkündür.

VARLIK

  • Varlık duyusal alanın dışındadır.
  • Varlık felsefesinin temeli de idealara dayanır.
  • İdealar evrenindekiler gerçek varlıklardır.
  • Evrendeki her şeyin ilk örneği asıl varlıktır. Asla değişmezler. Madde cinsinden değildirler.
  • Fenomenler ise sahte, kopya varlıklardır.
  • Duyusal olana bağlı olan varlıklar gerçeğin birer kopyasıdır.
  • Varlık değişmeden kalabilendir.

Mağara alegorisi:

  • Bu benzetmeye göre insanlar, doğduktan sonra bir mağaraya zincirlenir ve kafalarını ise sadece karşıdaki duvarı görebilecekleri tarzda bağlarlar. Bu tutsaklar yaşadığı yeri gerçek dünya dışardan mağaranın içine gölgesi gelen nesneleri ise gerçek varlıklar olarak değerlendirirler. Bir gün tutsaklardan biri zincirlerinden kurtulup kaçar ve dışarda ki dünyayı görür gerçek dünyayı anlar, içerdeyken gördüğü gölgelerin gerçek olmadığının farkına varır. Geri döner ve diğerlerine bunları anlatır ama inanmazlar ve inandırmakta imkansızdır.
  • Mağaraya zincirlenmiş insan: toplumun parçası olan bireyi
  • Mağara: Toplumu
  • Zincir: Toplum içerisinde insani sınırlayarak belli kalıplara girmeye zorlayan hukuki, dini ve ahlaki kuralları
  • Gölgeler: Toplum tarafından belirlenen ve benimsenen doğruları sembolize etmektedir

Bölünmüş çizgi alegorisi:

Platon bu benzetmesinde bir çizgiyi ikiye böler, bir tarafı idealar diğer tarafı ise fenomenler evrenini temsil etmektedir. Daha sonra ayırdığı çizgiyide iki eş parçaya böler böylece 4 parça halinde bir şekil çizgi meydana gelmiş olur. Altta kalan iki bölüm sürekli değişebilen duyuların karanlık olan boyutunu yansıtırken, üstteki iki bölüm daha akılcı ve aydınlık olan boyutu yansıtır. En üstte idealar dünyası vardır. Bi altında matematiksel nesneler bulunur, idealar evreninin tam anlamıyla anlaşılması için bu bölüm vardır. 3. Bölümde ise ideaların gölgeleri bulunur. Son kısımda ise tamamen duyularla algılanan nesnelerin yansımaları bulunur, tamamen fenomenler evrenine benzetmiştir Platon burayı.

  1. Alan : Kesin, değişmez bilgidir. İdeaların alanıdır. Akılla kavaranabilir.
  2. Alan : Sayıların ve geometrik şekillerin alanıdır. Akıl yürütmeyle kavranabilir.
  3. Alan : Canlı varlıklar, bitkiler, insan yapımı nesneler, doğa ve sanat alanı yer alır. Bunlara ilişkin bilgi sadece inandığımız kadar yani görünen kadardır.
  4. Alan : İmgeler, yansımalar, yer alır. Bunlara ilişkin bilgi ise, burada bulunan kavramların çoğu  metafizik kavramlar olacağı için sadece tahmin düzeyindedir.

Platon’un eserleri:

  • Gençlik Dönemi Eserleri: Savunma, Kriton, İon, Lakhes, Kharmides, Euthyphron, Lysis ve Devlet’in 1. kitabı 
  • Geçiş Dönemi Eserleri: Protagoras, Gorgias, Menon, Euthydemos ve Kratylos 
  • Olgunluk Dönemi Eserleri: Symposium, Phaidon, Devlet ve Phaedrus
  • Yaşlılık Dönemi Eserleri: Theaetetos, Parmenides, Sophist, Devlet Adamı, Philebos, Timaios

Platon’un bilim tarihi ve felsefesine katkıları:

Platon, dünyada üniversite seviyesinde ilk öğrenim kurumlarından olan akademiyi kurarak eğitim ve bilimde ilerleme için çok önemli bir adım atmıştır. Akademi, şu an ki üniversitelere rol model olmuş ve birçok özelliğini ondan almıştır.

Tarihe birçok düşünür ve önemli kişiler kazandırmıştır. Matematik, geometri astronomi ve bunun gibi birçok bilimin gelişimine yardımcı olmuştur. Astronomi alanında çalışmaları Eudoxusa ilham olmuş ve bilimsel teoriyi kurmuştur.

Tarihin ilk öğrenim  kurumlarından olan Akademia’ya ayrıca değinmemiz gerecektir.

Akademia matematiksel ve akılcı bir düşünceyle temellendirilmiştir. Hata Akademia’nın girişine 2 yazı yerleştirilmiştir. Bunlar;

  1. ‘Matematik bilmeyen giremez.’
  2. ‘Geometri bilmeyen giremez.’ Cümleleridir.

Ontoloji, metafizik, epistemoloji, etik, estetik ve politika arasında ortak bir bağ kurarak gerçeğe ulaşmaya çalıştığı felsefesi, düşünce tarihinin en temel kavramlarını üretmiş, başka felsefi düşüncelerin üretilmesine zemin hazırlamıştır.

Platon (Eflatun) Resimleri

  • Platon (Eflatun)
  • Platon (Eflatun)
  • Platon (Eflatun)
  • Platon (Eflatun)

Sıkça Sorulan Sorular

Platon hangi yüzyılda yaşamıştır?

Platon, (d. M.Ö. 427 - ö. M.Ö. 347) yılları arasında yaşamıştır. Buradan anlıyoruz ki Platon, MÖ 3 ve 4. yüzyıllarda yaşamıştır.

Platon hangi görüşü savunur?

Eflatun'a göre felsefenin ana ereği, insanın mutluluğu ve yetkin yaşamının sağlanmasıdır. Yetkin bir yaşam, ancak erdemli bir hayat sürmekle elde edilebilir. Erdemin temeli "bilgi", özü "idealar kavramı", gerekçesi "evrendoğum", güvencesi "ölümsüzlük", yaşamsal sığınağı "devlet"tir.

Platon kitapları hangi sırayla okunmalı?

Aslında Platon'un kitapları için herhangi bir sıralama yok. Sizin tercihinize kalmış. Fakat ben kişisel olarak Devlet ve Sokrates'in Savunması kitaplarından başlamanızı öneririm. Hem Sokrates'i tanımış ve hem de Platon'un kelimeleri kullanış şekline alışmış olursunuz.

Platon hangi felsefi görüşün kurucusudur?

Politik felsefenin kurucusu kabul edilen Platon'un, sadece akıl aracılığıyla bilinebileceğini iddia ettiği tümel gerçekler olan "idealar" teorisi, ruhun akıl, duygular ve arzulardan oluşan üç parçası olduğu ve bu parçalar arasında aklın yönetimine dayanan bir uyum kurulması gerektiği iddiası, ve bu teoriler üzerine kurduğu etik ve politik düşünceleri tarih boyunca akıl, ruh, beden, tümeler, ahlak ve devlete dair tartışmalarda oldukça etkili olmuştur.

Platon hangi yıllarda yaşadı?

Platon, (d. M.Ö. 427 - ö. M.Ö. 347) yılları arasında yaşamıştır.

Platon kaç yaşında öldü?

Platon, 80 yaşlarında hayata gözlerini yummuştur.

Platon kaç yılında doğdu?

Platon M.Ö. 427 yılında Atina’da dünyaya gelmiştir.

Platon'a göre kaç evren vardır?

Platon'a göre iki ayrı evren vardır: Bunlardan biri; başı ve sonu olmayan, kusursuz bir işleyişe sahip idealar evrenidir. İdealar evreni Episteme anlayışından doğmuştur. Gerçek bilginin temelinin ancak idealar dünyasında bulunabileceği temeline dayanır.

Platon'a göre devleti kim yönetmelidir?

Platon'a göre ideal devleti aristokratlar yönetmelidir.

Platon'a göre iyi ideasına nasıl ulaşılır?

İyi İdeası gerçek varlığın ötesindedir. Platon'a göre, insan uzun yıllar matematiksel bilimlerle ve diyalektikle uğraştıktan sonra, varlığın ve gerçekliğin kaynağı olan İyi İdeasını mistik bir tecrübeyle, özel bir sezgiyle tanır.

Platon'a neden eflatun denir?

Bir, Arapçada /p/ sesi yok. Yabancı dillerden alınan /p/ Arapçada daima /f/ oluyor.38 İki, Arapçada /o/ sesi de yok. Bu da daima /u/ya dönüşüyor. Üç, Arapçada kelime başında çift sessizi telaffuz etmek imkânsız. Türkçe ispor veya siteyşın gibi, ya başına ya arasına mutlaka bir sesli katıyorlar. Dolayısıyla filozofun Arapça adı Felâtûn veya Eflâtûn. Türkçeye Arapçadan aktarılmış, ikinci şekli daha çok tutmuş.

Platon'a göre bilmeyen birine bilmediğini göstermek neden gereklidir?

Platon'a göre bilmeyen birine bilmediğini göstermek gereklidir. Bu durumun nedeni Platon'un bilgi anlayışı ile açıklanabilir. Gerçek olarak bildiğini iddia eden kimsenin sahip olduğu bilgi aslında kişinin duyuları ile elde ettiği fenomendir. Buradan hareketle "Tek bildiğim hiçbir şey bilmediğimdir." sözü dikkate alınmalı ve kişinin yanılgılarına dikkat çekilmelidir.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu