Tarih Bilimi

Oğuzların İslamiyet’i Kabulü

Oğuz adı boy anlamındaki ok kelimesi ile çoğul eki olan -uz’un birleşmesiyle ortaya çıkan okuz (boylar) kelimesinden gelir. Efsaneye göre kökleri Oğuz Kağan’a dayanan Oğuzlar, “Boz-oklar” ve “Üç-oklar” olmak üzere iki ana kola ayrılmıştır. Bu kolları Oğuz Kağan’ın altı oğlunun her birinin soyundan türeyen dörder boy temsil etmektedir.

Oğuz Boyları şema
Oğuz Boyları

Yenisey ve Orhun Yazıtlarına göre Oğuzlar Kök Türk Devleti’nin kurucu unsurlarından biri olarak bu devletin sınırları içinde yaşıyorlardı. Kök Türklerden sonra Uygurların kuruluşunda da rol oynayan Oğuzlar X. yüzyıldan itibaren Seyhun Nehri’nin kuzeyinden geçerek Hazar Denizi’nin doğusuna geldiler. “Oğuz Bozkırı” adı verilen bu topraklarda kendi devletlerini kurarak yarı göçebe bir hayat sürdüler. Bir yandan da başta Yengi-kent olmak üzere Huvare, Cend, Sütkent, Farab ve Barçınkent gibi şehirler kurdular.

Oğuzların göçebelikten yerleşikliğe geçiş süreci Müslüman Samanoğulları Devleti’yle komşu olduktan sonra hızlandı. Bu dönemde Samanoğulları topraklarında yaşayan halkın et ihtiyacını Oğuzlar karşılıyordu. Diğer yandan Müslüman tüccarların kullandığı ticaret yolları da Oğuzların bölgesinden geçiyordu. Bu durum Oğuzların İslamiyet’le tanışıp bu dini kabul etmelerini kolaylaştırdı.

Müslüman Oğuzlar İslamiyet’in en güçlü temsilcisi olan Samanoğulları Devleti’nin Seyhun Nehri’nin ötesine geçmesine yardımcı oldular. Oğuzlar gibi kalabalık ve geniş alanlara yayılmış bir topluluğun İslamiyet’i kabulü onlarla aynı soydan gelen başka Türk topluluklarını da etkiledi.

Karahanlı Devleti’ni kuran Karluk, Yağma, Çiğil ve Tuhsi boylarının Müslüman oluşu da bu süreçte yaşandı. Türkmen adıyla bilinen Müslüman Oğuzlar, Büyük Selçuklu Devleti’nin yanı sıra Türkiye Selçuklu Devleti, atabeylikler, Anadolu beylikleri, Karakoyunlular, Akkoyunlular ve Osmanlı Devleti gibi Türk tarihindeki irili ufaklı pek çok devletin kurucu unsuru oldular.

Bu yazımız da ilginizi çekebilir  İlk Çağ’da Göçler

Bu devletlerin bayrağı altında doğudan gelen Moğollara ve batıdan gelen Haçlılara karşı Türklüğü ve Müslümanlığı korudular. İslamın bayraktarlığını üstlenerek bu dinin Balkanlara ve Avrupa içlerine doğru yayılmasını sağladılar. İslamiyet’in kabulü Oğuzların sosyal hayatında önemli değişikliklere neden oldu. Diğer İslam devletlerinde olduğu gibi Oğuzların kurduğu Büyük Selçuklu Devleti’nde de arazilerin gelirleri idarecilere, komutanlara ve askerlere ikta olarak dağıtıldı.

İkta sisteminin işleyebilmesi tarımsal üretimin sürekliliğine ve vergilerin düzenli olarak toplanmasına bağlıydı. Bu durumda önceleri konar-göçer bir hayat süren ve hayvancılıkla uğraşan Oğuzlar, İslamiyet’i kabul ettikten sonra kademeli olarak yerleşik hayata geçmeye ve tarımla uğraşmaya başladı. Yerleşik hayata geçişle birlikte Oğuzlar arasında yaygınlaşan şehir kültürü başta mimari olmak üzere çeşitli sanat dallarının gelişmesini sağladı.

Müslüman Oğuzlar inşa ettikleri yapılarla hâkim oldukları ülkeleri bayındır hâle getirdiler. Türk sanatını yerel kültürler ve Müslüman milletlerin estetik anlayışıyla birleştirerek İslam âleminin en seçkin sanat eserlerini ortaya çıkardılar.

Aynı şekilde İslam medeniyetinin ilim alanındaki birikimine kendi bilgi, beceri ve çalışkanlıklarını ekleyerek dinî ilimlerde, felsefede, tıpta, matematikte ve astronomide dünyaca ünlü âlimler yetiştirdiler. Medreseler, kütüphaneler, rasathaneler ve darüşşifalar kurarak Türk ve İslam dünyasının kültürel gelişiminde pay sahibi oldular.

Tarih Bilimi Ders Notları

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu