Psikoloji Bilimi

Öğrenmeyi Etkileyen Etkenler

  • Öğrenmeyi etkileyen etkenler: Öğrenmeyi etkileyen etkenler arasında biyolojik ve sosyo – kültürel temelli etkenler yer alır. Biyolojik etkenler arasında olgunlaşma, yaş, zekâ, türe özgü hazır bulunuşluk sayılabilir.

Sosyokültürel faktörler arasında güdülenme, genel uyarılmışlık hâli, kaygı, geçmiş yaşantılar ve öğrenilmiş çaresizlik gibi bireyin içinde yaşadığı sosyal ortam kaynaklı faktörler öğrenme üzerinde etkilidir.

Öğrenme üzerinde etkili olan etkenler; öğrenenle ilgili etkenler, öğrenilen malzeme ile ilgili etkenler, öğrenme yöntemi ile ilgili etkenler olmak üzere üç ayrı başlık altında incelenebilir.

1- Öğrenenle İlgili Etkenler

Öğrenme, davranışta meydana gelen kalıcı değişikliklerdir. Her organizmanın kendi yaşam koşullarına uygun olarak kendine özgü öğrenme şekli ve bir öğrenme hızı bulunur.

Öğrenmede transfer ve ket vurma bireyin güncel öğrenmeleriyle ve geçmiş yaşantılarıyla ilgilidir. Öğrenmeyi etkileyen öğrenenle ilgili faktörlerin başında türe özgü hazır bulunuşluk yer alır.

a. Türe özgü hazır bulunuşluk

Her organizma yaratılıştan gelen kendine özgü niteliklerle donatılmıştır. Her canlı türünün kendi yaşamını sürdürebilmesini sağlayan biyolojik yeterlilikleri ile ilgili öğrenmeleri bulunur.

Örneğin avcı hayvanlar avlarını avlayabilme becerileri ile ilgili bilgilerle donatılmış olarak dünyaya geldikleri hâlde annelerinden bu bilgileri beceriye dönüştürme ve etkili bir şekilde kullanma eğitimlerini almaktadırlar. Eğer böyle bir eğitimi alacak hazır bulunuşluk içinde olmasaydı türün avlanmaya dönük beceri öğrenimi olmayacaktı.

b. Olgunlaşma

Her türün kendine özgü bir öğrenim şekli vardır. Ancak öğrenen herkesle ilgili değişmeyen şey, öğrenenin belirli bir olgunluk seviyesinde olmasıdır. Olgunlaşma, organizmanın büyümesi, yaş ve zekâ bakımından yeterli düzeyde olmasıdır.

Örneğin okuma yazma öğrenebilmek için bireyin bedenen büyümesinin yanı sıra belirli bir yaşa da gelmesi gerekir. Belirli bir yaşa gelmeyen çocuk kalemi maksadı doğrultusunda tutamayacağı gibi; zihinsel açıdan yeterli olgunluğa ulaşmadığı için kendisine öğretilmek istenenleri de öğrenemeyecektir.

c. Genel uyarılmışlık hâli ve kaygı

Organizma için uyarılmışlık düzeyi onun öğrenmeleri bakımından önemlidir. Birey uyarıcıları az alıyorsa uyarılmışlık düzeyi düşük, fazla alıyorsa uyarılmışlık düzeyi yüksektir.

Organizmanın yeterli öğrenebilmesi için uyarıcıların miktarının yeterli düzeyde olması gerekir; gereğinden az ya da çok oluşlarının olumsuz etkisi vardır. Çünkü organizma öğrenmelerinde düşük seviyeli motivasyonla öğrenme gerçekleşmeyeceği gibi organizmayı heyecanlandıran durumlarda uyarıcıların çok olması nedeniyle öğrenme istenilen düzeyde gerçekleşmeyecektir.

Kaygı düzeyi de öğrenme üzerinde genel uyarılmışlık düzeyindeki gibidir. Kaygı bir işin yapılması için gerekli olan asgari düzeydeki tedirginliktir. Az ya da çok kaygı öğrenmeyi olumsuz etkiler ve zorlaştırırken orta düzeyli kaygı öğrenmeyi kolaylaştırır ve ideal düzeyde gerçekleşebilmesini sağlar.

Örneğin önemli bir sınava girecek bir insanın sınavı önemsemediği davranışlarından da belirli oluyorsa o insanın sınavla ilgili hiçbir kaygı taşımadığı için çalışma motivasyonu da yok demektir.

ç. Güdülenme (Motivasyon)

Organizma için güdülenme, onu harekete geçiren güdüsel güç etkisiyle davranışta bulunmadır. Güdülenmenin alt yapısını oluşturan ve organizmayı harekete geçiren güdü, hareketten önce organizmanın ilgi duyduğu, önem verdiği önceliklerine, isteklerinin ne işe yarayacaklarına göre oluşur ve ihtiyaçlarını karşılayacak şekilde sürecin bütününü kapsar.

Öğrenmede güdülenme önemlidir. Organizmanın güdülenmesi (motivasyonu) arttıkça öğrenme kolay olur ve rahat gerçekleşir. Örneğin iyi bir meslek sahibi olmak isteyen öğrenci derslerine düzenli çalışır çünkü motivasyonu tamdır, kendisini hedefe götürecek diplomayı alır.

Öğrenilmiş Çaresizlik

öğrenilmiş çaresizlik

Öğrenilmiş çaresizlik, organizmanın içinde yaşadığı toplumsal alanda karşılaştığı sorunları çözemeyeceğini ya da kendi davranışlarıyla; gelişen olumsuz bir sonucu önleyemeyeceği hissine kapılarak aslında çaba gösterildiğinde başarılı olunabilecek durumlarda dahi gerekli çabayı göstermeme eğilimidir.

Bireyin içerisinde yaşadığı çevresindeki sosyokültürel etkilerden de beslenen, kendi kişisel deneyimlerinin olumsuz oluşuyla da ilgili olan, pasiflik, depresyon, mutsuzluk, motivasyonsuzluk ve uyumsuzluk gibi sonuçları doğuran, geniş bir aralıkta etkili olan yaşantı kaynaklı olumsuz bir duygu durumudur. Öğrenilmiş çaresizlik çoğunlukla geçmiş yaşantı kaynaklıdır.

Bu yazımız da ilginizi çekebilir  Kalıtım | Çevre ve Psikolojik Süreçler | Davranışlar

Öğrenmede Transfer

Öğrenmede transfer, öğrenilen bilgilerin aktarılmasını ifade eder. Eğer önceki öğrenilen bilgiler sonra öğrenilen bilgileri öğrenmeyi kolaylaştırıyorsa Pozitif transfer; zorlaştırıyorsa negatif transfer gerçekleşir. Örneğin bisiklet sürmeyi bilen biri motosiklet sürmesini daha kolay öğrenir (pozitif transfer). Ancak bilgisayarda iki parmakla yazı yazmasını bilen birisi on parmakla yazı yazmayı öğrenmede zorlanır.

Ket Vurma

Ket vurma, öğrenilenlerin birbirini unutturmasıdır. Yeni öğrenilen bilgilerin eski öğrenilenleri unutturmasına geriye ket vurma, eski öğrenilen bilgilerin yeni öğrenilenleri unutturmasına ileriye ket vurma denir. Örneğin, yeni taşındığınız sokağın adını öğrendiğinizde eski sokağın adını hatırlamakta zorlanmanız ya da unutmanız geriye ket vurma, eski sokağın adını bilmeniz yeni sokağın adını unutturuyorsa ileriye ket vurmadır.

2- Öğrenilen Malzeme ile İlgili Etkenler

Öğrenmede öğrenenle ilgili etkenler kadar öğrenilen malzeme ile ilgili etkenler de önemlidir. Öğrenilen malzeme, bireyin öğrenmek istediği bilgi ya da bilgiler içeren kapsamlı konulardır.

Öğrenilecek malzeme ile ilgili özellikler, konunun ya da bilgilerin zor veya kolay öğrenilip öğrenilmeyeceğini belirler. Bu özellikler algısal ayırt edilebilirlik, kavramsal benzerlik (gruplandırma) ve çağrışımsal anlam (kavram ağı) olarak yer alır.

a. Algısal Ayırt Edilebilirlik

Organizmanın duyumları aracılığıyla zihnine ulaştırılan uyarıcıları tanıma, bilme ve seçme sürecidir. Çevresindeki birçok uyarıcının uyaran olarak zihnine ulaşmasıyla algısal ayırt edilebilirlik oluşur.

Bu öğrenme konusu bilgilerin diğer çevresel uyarıcılardan ayırt edilmesidir. Örneğin, öğrenilecek konu ya da bilgilerle ilgili farkındalığı ortaya çıkarabilmek için kelimelerin altının çizilmesi, yatık yazma, koyu renkli yazma gibi vurgulamalarla algısal ayırt edilebilirlik sağlanır ve öğrenme kolaylaşır.

b. Kavramsal Benzerlik (Gruplandırma)

Organizmanın öğrenmesinde bilgi ya da konular kavramlarla öğrenilir. Bir kelime ya da kavram öğrenilirken birbirine benzeyenleri öğrenmek benzemeyenleri öğrenmekten daha kolaydır. Zihinde düzenlenen bilgilerin gruplandırılarak somutlaştırılması ve öğrenilmesi daha kolay olur. Örneğin bilgisayar, yazıcı, fare, bellek, İnternet gibi işlevsellik bakımından birbirine benzeyen kelimeleri öğrenmek kolaydır.

c. Çağrışımsal Anlam (Kavram Ağı)

Öğrenilecek konuyla ilgili bilgiler ne kadar çok anlamlıysa o kadar kolay öğrenilir. Buna karşın anlamsız kelimeler ise daha zor öğrenilir. Çağrışımsal anlam, organizmanın zihninde oluşan bilgilerin çağrıştırdığı yeni kavram, bilgi ve anlamlardır. Örneğin, çay içen ya da fındık yiyen bir Karadenizlinin zihninde çay ya da fındık bahçesi hayalinin oluşması.

3- Öğrenilen Yöntemle İlgili Etkenler

Öğrenme eyleminin verimli olabilmesi öğrenen ve öğrenilenle olduğu kadar öğrenme yöntemiyle de ilgilidir. Öğrenme yöntemleri üzerinde aralıklı ve toplu öğrenme, parça ya da bütün hâlinde öğrenme, öğrenmede tekrar, okunulanı anlatmak ya da yazmak, öğrenmede geri bildirim almak (sonuçların bilinmesi, dönüt) gibi yöntemlerin etkili olduğu görülmüştür.

a. Aralıklı ve Toplu Öğrenme

Öğrenilecek konunun öğrenme zamanına bölünmesi aralıklı öğrenmedir. Örneğin, bir saat ya da yarım saat çalışmak gibi. Toplu öğrenme ise ara verilmeden konuyu üst üste tekrar ederek öğrenmedir. Örneğin sınav için ara vermeden çalışmak gibi.

b. Parça ya da Bütün Hâlinde Öğrenme

Öğrenilecek konu kısa ve kolaysa bütün hâlinde, uzun ve zor ise parçalara ayrılarak öğrenilir.

c. Tekrar Etme

Öğrenilen konunun belirli aralıklarla tekrar edilmesi öğrenmeyi kolaylaştırır ve kalıcı kılar.

ç. Anlatma ya da Yazma

Okuduğunu anlatmak ya da yazmak öğrenmeyi kolaylaştırır.

d. Geri Bildirim

Bilgilerin ne kadarının öğrenildiğinin bilinmesi öğrenen bakımından öğrenme ile ilgili verimi artıran bir unsurdur.

Kaynak:12.Sınıf Psikoloji Ders Kitabı (PDF)

Psikoloji Bilimi Ders Notları

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu