Psikoloji Bilimi

Öğrenme Türleri Nelerdir?

Öğrenme Türleri

Öğrenme, kalıcı davranış değişikliği sonucuna vardıran olgunlaşma ve etkili motivasyonla elde edilir. Öğrenme bilinçli bir faaliyettir. Öğrenmenin tek bir yolu yoktur; birden fazla öğrenme türü vardır.

1- Koşullanma Yoluyla Öğrenme

Normal koşullarda organizmanın tepki göstermediği uyarıcılara belirli koşullar altında tepki göstermeyi öğrenmesine koşullanma yoluyla öğrenme denir. Klasik koşullanma ve edimsel koşullanma olarak ikiye ayrılır.

a. Klasik Koşullanma

Bu tür öğrenmede yapay uyarıcıların doğal uyarıcıların yerine geçip organizmada tepkisel davranışı oluşturması anlaşılır. Rus Fizyologu İvan P. Pavlov (1849-1936) köpekler üzerinde yaptığı deneylerde doğal uyarıcı yerine geçen yapay uyarıcılara karşı da köpeklerin tepki verdiğini fark etmiştir. Pavlov birincil doğal uyarıcı olmadığı hâlde köpek bakıcısının ikincil yapay uyarıcı olan ayak seslerine de salya salgıladığını görmüştür.

Pavlov’un deneyi şöyledir;

Pavlov’un deneyi

Pavlov, köpeği hareket edemeyecek şekilde bağlar ve köpeğin yanağını delerek buraya hortum yerleştirir. Amacı doğal ve yapay uyarıcılara karşı salya salgılama tepkisini ölçmektir. Deney başlatılır; önce köpeğe nötr uyarıcı olan zil sesi verilir.

Gözlem sonucu köpeğin hiç salya salgılamadığı görülür. Daha sonra köpeğe doğal (koşulsuz) uyarıcı olan et verilir ve köpek doğal (koşulsuz) tepki olan salya salgılama davranışı gösterir. Sonra zil çalar ve beraberinde köpeğe et verilir.

Birkaç kez tekrarlanan bu davranışlar sonucu köpek yapay uyarıcı ile doğal uyarıcı arasında bağ kurar. Doğal uyarıcı olan ete karşı gösterdiği doğal-koşulsuz tepkiyi nötr uyarıcı olan zil sesine de gösterir. Bu deneyde köpek için zil sesi artık koşullu uyarıcı; buna karşı gösterdiği salya salgılama da koşullu tepkidir. Klasik koşullanma öğrencilerin hayatında da gerçekleşir. Örneğin insan için anlamı olmayan zil sesine okulda koşullanan öğrenci için zil sesi, ders ve tenefüsün başlangıç ya da bitimini bildirir.

  • Genelleme: Klasik koşullanma deneylerinde organizmanın koşullu uyarıcının benzerlerine de koşullu tepki vermesine denir. Örneğin zil sesine tepki vermeyi öğrenen organizmanın zil sesine benzeyen uyarıcılara da aynı tepkiyi vermeyi öğrenmesi.
  • Sönme: Koşullanma yoluyla öğrenilen davranışların aradan geçen zaman içerisinde unutulması ya da ortadan kalkmasıdır. Sönmeye neden olan etken koşulsuz uyarıcıların verilmemesidir.
  • Kendiliğinden geri gelme: Sönme işleminde her ne kadar davranış tekrar edilmiyorsa da davranışı oluşturan şartların etkisi yani koşullu uyarıcının etkisi tamamen ortadan kalkmadığı için sönmeden bir zaman sonra kendiliğinden davranışın ortaya çıkmasına denir.

b. Edimsel (Araçlı) Koşullanma

Edimsel koşullanma F. Skinner (Skınnır, 1904-1990) tarafından ortaya konulmuştur. Edimsel koşullanma, cezadan kurtulmak ya da ödüle ulaşmak için istenilen davranışı yapma esasına dayanır ve davranışları biçimlendirme işlevi görür. Skinner edimsel koşullanma ile ilgili deneyi özel olarak düzenlediği kafesin içerisine bıraktığı fareler üzerinde yapmıştır.

Kafesin içerisinde aç bırakılan fare yiyecek bulmak için sağa sola koşuşturur. Bu koşuşturmaları sırasında farkında olmadan pedala basar ve yiyecek düşer. Yiyeceğe ulaşan fare tekrar hareketlerini sürdürmeye devam eder. Fare tekrar farkında olmadan pedala basar ve yine yiyecek düşer.

Bir müddet sonra fare pedal ile yiyecek arasında bağ kurar ve mekanizmanın çalışma esasını öğrenmiş olur. Skinner yapmış olduğu deneyin bu aşamasından sonra yiyeceği kontrollü olarak vermek için düzeneğe bir ampul yerleştirir. Sonra kafes içerisindeki fare pedala bastığında ışık yanar ve yiyecek düşer.

Fare pedala basmış olsa bile araştırmacı ışığı yakmadığında yiyecek düşmez. Yapılan birkaç tekrardan sonra ışık yandığında fare pedala basar ve yiyeceğin düştüğünü görür. Bu durumda fare yeni kurulan mekanizmayı da öğrenir ve her ışık yandığında pedala basarak yiyeceği alır.

  • Olumlu Pekiştirme: Genel olarak pekiştirme hem istenen davranışların ortaya çıkmasını sağlamak hem de istenmeyen davranışların ortaya çıkmasını engellemek için yapılır. Verilen koşullu uyarıcı ile koşullu tepki arasındaki bağı güçlendiren uyarıcılara pekiştireç denir.
Bu yazımız da ilginizi çekebilir  Psikolojinin Konusu Nedir?

Örneğin Pavlov’un deneyindeki köpeğe verilen et, zil sesi ile salya arasındaki bağı güçlendiren olumlu bir pekiştireçtir. Aynı şekilde koşulsuz olan, tekrar ederek verilen doğal uyarıcı da olumlu pekiştireçtir. Kısaca olumlu pekiştireç, yapılan davranışın hemen arkasından verilip davranışın ortaya çıkma ve tekrarlanma olasılığını artıran uyarıcılardır. Bu duruma da olumlu pekiştirme denir.

  • Olumsuz Pekiştirme: Olumsuz pekiştirme, istenilen davranışı yapması için organizmaya verilen ve onun hoşuna gitmeyen ya da onu rahatsız eden, hatta ona acı veren uyarıcıların ortamdan çıkarılmasına denir. Örneğin bir anne ders çalışmasını istediği çocuğunun bisikletine ulaşmasını engeller.

Bu esnada çocuğun bisiklete binebilmesi için ders çalışması gerekmektedir. Anne ders çalıştıktan sonra bisiklete binme engelini (olumsuz pekiştireç) ortadan kaldırır. Öğrenci bisiklete binmesi için öncelikle ders çalışması gerektiğini öğrenir ve ders çalıştıktan sonra bisiklete binmeye başlar.

  • Birincil Pekiştireç: İstenilen davranışın yapılması için verilen doğal uyarıcılara denir. Örneğin yiyecekler.
  • İkincil Pekiştireç: Doğal uyarıcının yerini tutan yapay uyarıcılara denir. Örneğin her türden maddi ya da manevi ödül.

2- Model Alarak Öğrenme

Toplumsal bir varlık olan insan yaşadığı çevresinden etkilenir. Yakınında bulunan insanların davranış biçimlerinden etkilenme eğilimi taşır. Model almak, insanların davranışlarından etkilenmek ve onu taklit etmeye çalışmaktır.

Örneğin, çocuk yaştaki birey cinsiyetine göre anne ya da babasını kendisine model alır. Okul çağlarında öğretmenlerini, ergenlik döneminde medyada yer alan ve ergenin ilgi alanına göre seçtiği bilim, sanat vb. alanlardaki bireyleri model alır.

Birey içinde yaşadığı toplumun değerlerini, kültürünü yaşayıp gözlemleyerek öğrendiği için model alarak öğrenme bireyin hayatında; özellikle davranışlarının biçimlendirilmesinde önemli bir yere sahiptir. Birey olumlu veya olumsuz etkilenebileceği için model aldığı insanların rol modelliğinin kişi, toplum ve insanlık yararına olabilecek şekilde seçilmesi gerekir.

3- Bilişsel Öğrenme

Bilişsel öğrenme, zihinsel süreçlerde oluşan algılama, düşünme, kavrama, hatırlama, akıl yürütme, sonuç çıkartma gibi üst düzey düşünme becerilerini içine alan ve yaratılışla organizmaya verilen; bireyin çabasıyla aktifleşen beynin ilgili faaliyetleridir. Bütün bunlar bireyin davranışlarının biçimlendirilmesinde etkilidir.

Örneğin sayısal veriler arasındaki ilişkiyi kavramak, bilgiyi depolamak, okuduğunu anlamak gibi.

  • Kavrayarak (sezgisel) öğrenme: Bilişsel öğrenme; soyut kavramların öğrenilmesi, karmaşık bir durumun anlaşılır hâle getirilmesi için problemin unsurları arasındaki ilişkiyi aniden fark etme sonucu oluşan kavrayarak öğrenme ya da sezgisel öğrenmeyi de yerine getirir.
  • Motor öğrenme: Yüzmek, bisiklete binmek, resim yapmak gibi el becerisi ya da yetenekle ilgili olan davranışların öğrenilmesi olan motor öğrenme de beynin ilgili bölümlerinin faaliyeti sonucu oluşan bilişsel öğrenme kapsamında değerlendirilmelidir.
  • Örtük öğrenme: Örtük öğrenme de yaratılıştan beynin fonksiyonel oluşunun bir göstergesidir. Örtük öğrenme, uykuda öğrenmeye vurguyla anlatılan fakat öğrenmede farkında olmadan gerçekleşen bilişsel bir öğrenme davranışıdır. Örneğin ezberleme maksadı olmadan duyulan bir metnin, şiirin ya da sözlerin hafızaya alınması ve akılda tutulması gibi.

Kaynak:12.Sınıf Psikoloji Ders Kitabı (PDF)

Psikoloji Bilimi Ders Notları

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu