Psikoloji Bilimi

Yaşam Boyu Gelişim

Gelişim, insanın doğumuyla başlayan bebeklik, gençlik, yetişkinlik ve yaşlılık ile ömür boyu devam eden sürece denir. Psikolojik süreçler bireyin duygusal ve bilişsel yönden biyolojik ve fiziksel gelişimi ile paralel biçimde sosyal gelişimini tamamlayan temel unsurlardır.

  • Yaşamın ilk evresi: Ancak insan yaşamının ilk evresi, gelişim hızının hem biyo-fizik hem de psikolojik süreçler bakımından oldukça hızlı geçtiği ve olumlu değişikliklerin olduğu dönemdir.
  • Yaşamın sonraki evresi: İkinci dönem olarak adlandırılır ve daha çok olumsuz değişikliklerin yaşandığı evredir. Bu evrede yaşlanmayla beraber ortaya çıkan fiziksel ve duygusal zayıflık, zekâ ve hafızada durgunluk, öğrenmede yavaşlama ve gerileme görülür. Buna rağmen tamamlanan gelişim süreci bireylerin yaşlarına bağlı olarak içinde yaşadıkları sosyal ve psikolojik koşullara göre farklılık gösterir.

Bu da bize gösterir ki bireyin gelişimi psikolojik süreçlerin eşliğinde farklı dönemlerde tamamlanır.

Yaşam Boyu Gelişim Dönemleri

1- Bebeklik Dönemi

psikolojide Yaşam Boyu Gelişim konusu
Bebeklik Dönemi

Bebeklik dönemi yürüme gelişimi doğum sonrası ilk iki yılda gerçekleşen psikomotor bir beceridir. Bebeklik dönemi ilk hareketleri bağımsız değildir. Bedeninin pozisyonunun değiştirilmesini kendi başına yapamaz; başkasının yardımına ihtiyaç duyar.

Bebek ilk bir ayın sonuna kadar başını dahi kaldıramazken bir aydan sonra yüzü koyun yatırıldığında başını kaldırır, iki ay sonrasında arkasına dönebilir. Bebekler 3-4 aylık olduklarında destek sağlanırsa oturabilirler. Bebekler 4 aylıkken oturur hâlde başlarını – sağa sola düşmeden – sabit tutabilirler.

Bebeğin bu gelişim evresi 5. ayda anne kucağında oturma, 6. ayda ise destekli oturma şeklinde görülür. Desteksiz oturma ancak 7. ayda gerçekleşir. Bebekler 7. aydan sonra çevredeki eşyaların yardımıyla ayakta durmaya çalışır ve bunu başarırlar. Bebeklerde emekleme 8-9. aylarda gerçekleşir. Emeklemeyle birlikte bebeğin gelişimi kendi bedenini yavaş da olsa kontrol ve idare etme anlamı taşır.

Bebeklerde yürüme ancak 10. aydan sonra destekli olarak tutunup hareket etme şeklinde gerçekleşir. Önceleri bir büyüğün yardımıyla ilk adımlarını atarken ancak 11. ayın sonunda tek başına ayakta durabilir seviyeye gelirler. Çoğunlukla bağımsız yürüme 11-13. aylarda görülür.

2- Çocukluk Dönemi

Çocukluk dönemi; fiziksel ve zihinsel gelişim sonucu sosyalleşmenin arttığı, oyun oynama; çevreyle yakın ilişkiler geliştirme özelliklerinin kazanıldığı dönemdir. Çocukluk dönemi sonrası birey ergen olmaya adım atar. Ergenlik dönemi pek çok açıdan sorunlu dönem olarak görülse de kişiye hayatı boyunca eşlik edecek zihinsel gelişim bu dönemde tamamlanır.

Bilişsel gelişimin tamamlanması olarak da ifade edebileceğimiz ergenin dünyası yalnızca bireyin kendisini etkilemekle kalmaz; genel olarak dünyasına giren her şeyin algılanma biçimi üzerinde etkilidir. Örneğin akranları, ailesi, öğretmenleri, uzak yakın çevresini de kapsar. Çocukluktaki somut işlemler dönemi, ergenlikte soyut işlemler dönemini geliştirmek üzere değişir.

Çocuklukta olayları olduğu gibi görme, olayların öncesi ve sonrasını değerlendirememe, aralarında nedensel bir ilişki ve bağ kuramama durumu yaşanır. Oysa ergenlikte somut düşünmeden soyut düşünmeye geçilir ve bu dönemde; olaylar arasında bağ kurma, olasılıkları hesaplama, nedensel ilişkileri görme, hipotetik varsayımsal kurgular yapma, verilerden hareket etme, karşılaştırma yapma gibi beceriler edinilir.

Bu yazımız da ilginizi çekebilir  Psikoloji ve Etik

Problem ile karşılaşıldığında; rastlantısal deneme-yanılma yoluyla değil bu dönemde kazanılmış olan üst düzey bilişsel beceriler yardımıyla çözüm bulunmaya çalışılır.

3- Yetişkinlik Dönemi

psikolojide yetişkinlik dönemi
Yetişkinlik dönemi

Yetişkinlik dönemi artık ergenlik döneminin belirsizlik ve kararsızlıklarının ortadan kalktığı; daha gerçekçi olunan, sorumlulukların yerine getirilmeye hazır olunduğu bir evre olarak görülmelidir.

Örneğin, ergenlik dönemi sonrası üniversite sınavını kazanmış bir genç için okulunu başarıyla bitirmek önemlidir. Yetişkinlik dönemi, gencin hayatını düzenli idame ettirecek bir iş bulmayı, evlenip sosyal yaşama gerektiği gibi uyum sağlamayı düşündüğü bir dönemdir. Yetişkinlik dönemini takip eden yaşlılık dönemidir. Yaşlılık, genel olarak 65 ve üzeri yaşları kapsar.

Bu dönemde fiziksel, ruhsal ve zihinsel aktivitelerde düşme görülür. Yaşlılıkla beraber algılamada azalma, dikkatsizlik, düşünme hızında yavaşlama, irdeleme yeteneklerinin olumsuz yönde etkilendiği görülür. Yaşlanmanın bu türden etkilerini azaltmak için yetişkinlikten itibaren stresten uzak durmak, dengeli beslenmek, uygun fiziksel aktivitelere yeteri kadar vakit ayırmak gerekir.

Bunlar yaşlanmanın hem fiziksel hem de psikolojik olumsuz etkilerini aza indirecektir. Bu yaklaşım yaşlı insanların bilişsel yönden zayıflamalarının önüne geçip onlara gerekli olacak irdeleme yeteneklerinin sağlıklı biçimde ileri yaşlılık dönemlerine kadar kendilerine eşlik etmesini sağlayacaktır.

Çünkü yaşlılıkta bilişsel beceriler azaldığı gibi duyuma bağlı algılar da azalma eğilimindedir. Kaçınılmaz biçimde yaşa bağlı olarak çalışma belleği olumsuz biçimde etkilenir. Zamana bağlı olarak ortaya çıkan yaşlanmanın istenmeyen etkilerini olabildiğince azaltmak için yukarıda belirtilen önerileri dikkate almak gerekir.

Bireyin yaşamı boyunca sağlıklı olması, öncelikli olarak fiziksel gelişiminin sağlıklı olmasına bağlıdır. Fiziksel gelişimle ifade edilmek istenen bedenin ağırlığının artması, boyunun uzaması ve buna bağlı olarak organlarının sistematik olarak olgunlaşmasıdır. Bireyin beden yapısı geliştikçe sinir ve kas sistemi işlevleri de gelişir.

Duyumların oluşması için duyu organlarının uyarıcıları yeterli düzeyde alabilmesi gerekir. Bu da fiziksel gelişimle doğrudan bağlantılıdır. Bilişsel gelişimin istenilir düzeyde sağlıklı biçimde işleyebilmesi hem fiziksel gelişime hem de duygusal gelişime bağlıdır.

Bütün bunlar, bireyin sosyal gelişiminin sağlıklı biçimde ortaya çıkmasını sağlayan bütünlük içerisinde karşılıklı olarak etkileşen unsurlardır. Birey yaşamı süresince toplumsal bir varlık olarak algılanır. Yaşadığı çevrenin kültürüne uygun davranabilmesi sosyal gelişimin tamamlanmasını gerektirir.

Bireyin toplumsal kuralları algılayabilmesi, sosyal uyaranlara karşı tepki vermesi, sosyal gelişiminin fiziksel, bilişsel, duygusal gelişiminin bütünlüğü içerisinde ancak mümkün olabilir.

Kaynak:12.Sınıf Psikoloji Ders Kitabı (PDF)

Psikoloji Bilimi Ders Notları

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu