Türk Kültür ve Medeniyet Tarihi

Osmanlı Devleti’nde Savaş Organizasyonu

Osmanlı Devleti, kuruluşundan itibaren gaza fikrini her zaman canlı tuttuğu için savaş sanatına büyük önem vermiş, mali ve idari kurumlarını savaş üzerine teşkilatlandırmıştır.

Savaşın planlanmasında ise en kötü ihtimaller üzerinde durularak hareket edilmiştir. Bir ülkeyle savaşmaya karar verildiği zaman divanın padişahın huzurunda toplanması sağlanır, konu en ince ayrıntısına kadar tartışılırdı.

Şeyhülislamın da fetvasına başvurulduktan sonra savaş hazırlıkları başlar, savaşa girilecek ülke ile ilgili her türlü istihbarat çalışmaları yapılır, o ülkenin savaş stratejileri incelenirdi.

Osmanlı Devleti’nin katıldığı savaşlar genelde bahar ile birlikte başlar, kış girmeden de sona ererdi. Yapılan savaşlar yaklaşık altı ay devam ettiği için askerin iaşesi, ihtiyaçları, savaş araç ve gereçleri için ayrı bir bütçe oluşturulurdu. Bu bütçe; mukataa, kürekçi bedelleri ve cizye gelirlerinden oluşurdu. Ayrıca reâyadan savaş durumunda alınan ek vergiler de vardı.

Bunlar; Avarız-ı Divaniye, İmdadiye-i Seferiye ve Sürsat gibi isimler verilen gelirlerdi. Osmanlı ordusu savaşa giderken ordunun geçeceği yol güzergâhlarında bulunan yerleşim yerlerindeki mülkî amirlere haber salınır, mülkî amirlerden güzergâh yollarının düzeltilmesi, köprülerin tamir edilmesi ve ordunun konaklayacağı yerlerde hazırlık yapılması istenirdi.

Bu yazımız da ilginizi çekebilir  Meşrutiyet ve Cumhuriyet Dönemi’nde Toplumsal Yapıdaki Değişim

Osmanlı ordusu sefere; sağ kol, orta kol ve sol kol olmak üzere üç ayrı koldan ilerlerdi. Yol güzergâhlarında ordunun konaklayacağı menzil denen yerlerde ambarlar bulunurdu. Bu ambarlarda hem askerlerin hem de hayvanların ihtiyaçları için un, arpa, buğday, çavdar, pirinç, yağ, bal vb. yiyecekler depolanır ve burası barış zamanında bile boş bırakılmazdı.

Bazen de yol güzergâhında yiyecekler satın alınır, askerlere günlük pişirilmiş sıcak yiyecekler verilirdi. Osmanlı ordusu her daim savaşa hazır hâlde bekletilirdi. Kapıkulu ocakları merkezde bulunur, ordunun en kalabalık kısmını oluşturan tımarlı sipahiler ise tımar olarak kendilerine verilen topraklarda yaşarlardı. Tımar sahipleri aldıkları gelir karşılığında cebelü denilen asker beslerlerdi.

Bu askerler bulundukları yerlerde her türlü askerî eğitimi alır, savaş zamanı tımar sahipleri ile birlikte savaşa katılırlardı. Akıncılar ise bilgi toplama, sınırları koruma ve sabotaj gibi faaliyetlerle düşmanı yıpratırlardı. Osmanlı’da ayrıca gerek duyulduğu zaman Kırım Askerî Kuvvetleri de orduya eşlik ederdi. Savaşlar sırasında diğer bağlı beyliklerden de zaman zaman orduya asker katılımı olurdu.

Türk Kültür ve Medeniyet Tarihi Ders Notları

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu