Kavimler Göçü ve Avrupa Hun Devleti

1- Kavimler Göçü Nedir? (Uzun Bilgi)
Kuzey Hun Devleti’nin 156 yılında yıkılmasından sonra Orta Asya’da yaşayan Hunların bir kısmı batıya doğru göç ederek Aral Gölü çevresine yerleştiler. Burada iki yüzyıl kadar yaşayan Kuzey Hunları başka Türk boylarının kendilerine katılmasıyla güçlendiler.
Nüfusu artan Hunlar, topraklarının yetersiz kalması üzerine Aral Gölü ile Hazar Denizi arasındaki bölgede yaşayan Alanların ülkesini ele geçirdiler. 374 yılından itibaren de hükümdarları Balamir komutasında İtil (Volga) Nehri’ni geçerek batıya doğru ilerlediler.
Hunlar bu ilerleyişleri sırasında önlerine çıkan Ostrogotlar, Vizigotlar, Gepidler, Vandallar, Lombardlar ve Burgundlar gibi Germen kavimlerini Avrupa içlerine doğru sürdüler. Böylece 375 yılından itibaren Avrupa’yı etkisi altına alacak olan Kavimler Göçü’nün başlamasında rol oynadılar.

Kavimler Göçü sırasında Roma İmparatorluğu’nun toprakları Germen kavimlerinin istilasına uğradı. İstila ve yağmalar nedeniyle zayıflayan imparatorluk, 395 yılında ikiye ayrıldı. Roma İmparatorluğu’nun dağılışı 476 yılında batı kanadının yıkılmasıyla devam etti.
Bu olayla birlikte Avrupa’da kendisini güvende hissetmeyen halk kitleleri ve toprak sahipleri senyör adı verilen güçlü kişilerin koruyuculuğu altına girmek zorunda kaldı. Böylece senyörlerin yaşadığı kalelerin veya şatoların çevresinde askerî birlikleri olan feodal beylikler ortaya çıkmaya başladı.
Kavimler Göçü, feodaliteye ortam hazırlamanın yanında Avrupa’nın etnik ve siyasi çehresinin şekillenmesinde de belirleyici rol oynadı. Uzun süre devam eden göç hareketleri sırasında kavimler, birbirleriyle ve gittikleri ülkelerdeki yerli kavimlerle karışıp kaynaştı.
Bu sosyal hareketlilik ve etkileşim sonucunda Almanlar, Fransızlar, İspanyollar, İngilizler vb. günümüz Avrupa milletlerinin oluşum süreci başladı. Aynı zamanda İngiltere, Fransa, İspanya gibi belli başlı Avrupa devletlerinin temelleri atıldı.
Kavimler Göçü Türk tarihini de etkiledi. Batıya doğru yer değiştiren kavimlerden boşalan Doğu Avrupa topraklarına gelen Hunlar, burada Avrupa Hun Devleti’ni kurdular. Hunlar Avrupalıları kültürel yönden etkilediler. Avrupalılar ordularını, Hun ordusunu örnek alarak yeniden düzenlediler. Atı eyerlemeyi, koşum takımları kullanmayı; pantolon, ceket ve iç çamaşırı giymeyi Hunlardan öğrendiler.
Kavimler Göçü ve sonuçları nelerdir?
Kavimler Göçü Nedir? Kısaca
Kavimler Göçü sonucunda hangi imparatorluk ikiye ayrılmıştır?
Kavimler göçüne neden olan Türk devleti hangisidir?
Kavimler Göçü sonucunda hangi devlet kurulmuştur?
Kavimler göçü hangi çağı başlattı?
Kavimler göçünde hangi kavimler vardır?
Kavimler Göçü ile hangi kavim yer değiştirmiştir?
Cermen kavimleri kimlerdir?
2- Avrupa Hun Devleti
Balamir komutasındaki Hunlar 375 yılında Karadeniz’in kuzeyinden batıya doğru ilerleyerek Tuna boylarındaki Macaristan topraklarına yerleştiler. Balamir’den sonra Avrupa Hunlarının başına Uldız geçti. Uldız, kendisi gibi Germen kavimlerine karşı savaşan Batı Roma İmparatorluğu ile iyi geçinerek bu devlete karşı barışçı bir dış politika izledi.
Doğu Roma İmparatorluğu’nu ise vergiye bağlayıp sürekli baskı altında tutmaya çalıştı. Onun zamanında Hun süvarileri bir yandan Balkanlar üzerinden Doğu Roma topraklarına girerken diğer yandan Kafkasya üzerinden Anadolu’ya akınlarda bulundu. Böylece Hunlar, Anadolu’ya giren ilk Türk topluluğu oldu.

Uldız’ın 410 yılında ölümünden sonra Avrupa Hunlarının başına sırasıyla Karaton ve Rua geçti. Rua, Hun Devleti’ni parçalamak için gizli çalışmalar yürüten Doğu Roma İmparatorluğu’na üstünlüğünü kabul ettirerek onu yeniden vergiye bağladı. 434 yılında Avrupa Hun Devleti’nin başına Rua’nın yeğenleri Attila ve Bleda geçti. Attila, tahtı kardeşi Bleda ile paylaşmasına rağmen askerî ve siyasi gücü elinde tuttu. Bleda’nın 445 yılında ölümünden sonra da tek başına Hun hükümdarı oldu.
Avrupa Hun Devleti en parlak dönemini Attila zamanında yaşadı. Attila, tahta geçer geçmez Doğu Roma İmparatorluğu ile Margus Antlaşması’nı yaptı. Bu antlaşmanın belli başlı hükümleri şunlardı:
- Doğu Roma İmparatorluğu, ülkesinden kaçan Hunlara sığınma hakkı vermeyecek, daha önce sığınmış olanları da iade edecektir.
- Doğu Roma İmparatorluğu, Hunların elinde bulunan Romalı mülteciler ve esirlerin kendisine iadesi için kişi başına sekiz altın fidye ödeyecektir.
- Doğu Roma İmparatorluğu, Hunların savaş hâlinde olduğu kavimlerle ittifak yapmayacaktır.
- İki taraf arasındaki ticari faaliyetler belirli sınır kasabalarında eşit şartlarda devam edecektir.
- Doğu Roma İmparatorluğu’nun Avrupa Hun Devleti’ne ödediği vergi iki katına çıkarılacaktır.
Attila, Doğu Roma İmparatorluğu’nun Margus Antlaşması şartlarını yerine getirmemesi nedeniyle bu devletin Balkanlarda bulunan topraklarına seferler düzenledi. Hun ilerleyişini durduramayan İmparator Theodosios (Teodosyos), barış istemek zorunda kaldı. 447 yılında Avrupa Hun Devleti ile Anatolyos Antlaşması’nı yaparak bu devlete ödediği yıllık verginin üç katına çıkarılmasını kabul etti.
Attila, Balkanlara düzenlediği seferlerle Doğu Roma İmpartorluğu’na üstünlüğünü kabul ettirdikten sonra Batı Roma İmparatorluğu üzerine yöneldi. 451 yılında Galya Seferi’ne çıkarak Roma ordusu ile Katalan Ovası’nda karşılaştı. Ancak kesin bir sonuç alamadan ülkesine geri döndü.
Attila, bir yıl sonra Alp Dağları üzerinden İtalya’ya girerek Roma’ya doğru ilerledi. Güçlü Hun ilerleyişi karşısında çaresiz kalan Roma imparatoru, Papa I. Leon başkanlığında bir barış heyetini değerli hediyelerle birlikte Attila’ya gönderdi. Papa, Hristiyanlar adına Attila’dan Roma’yı bağışlamasını istedi.
Attila Batı Roma’nın ödediği vergiyi arttıran bir antlaşma yaparak geri döndü. Böylece Doğu Roma’dan sonra Batı Roma İmparatorluğu üzerindeki hâkimiyetini pekiştirmiş oldu. Attila’nın Roma’ya girmekten vazgeçmesinde o günlerde bölgede hüküm süren veba salgını ve gücünü Sasaniler üzerine yapacağı sefere saklamak istemesi de etkili oldu.
Attila’nın 453 yılında ölümü üzerine Avrupa Hunlarının başına büyük oğlu İlek geçti. Ancak kardeşleri İrnek ve Dengizik onun hükümdarlığını kabul etmedi. Üç kardeş arasında başlayan taht kavgaları nedeniyle devletin iç karışıklık ortamına sürüklenmesi Hun egemenliğinden kurtulmak için fırsat bekleyen Germen kavimlerinin ayaklanmasına yol açtı.
Ayaklanmaları bastırmaya çalışan İlek öldürülünce Hunların başına Dengizik geçti. Dengizik, devleti yeniden güçlendirmeye çalıştıysa da başarılı olamadı. Onun ölümünden sonra siyasi varlığını koruyamayan Hunların bir bölümü Orta Asya’ya geri döndüler. Kalanlar ise İrnek yönetiminde Karadeniz’in kuzeyine doğru çekildiler. Bir süre sonra da Orta Asya’dan gelip Avrupa’ya doğru ilerleyen Avarlara katıldılar. Böylece Bulgarların ve Macarların etnik yapısını oluşturan unsurlardan biri oldular.