Dişi Üreme Sistemi
Dişi Üreme Sisteminin Yapısı
İnsanda dişi üreme sistemi erkeğinkine oranla daha komplekstir. Dişi üreme sistemi sadece yumurtanın üretilmesinden sorumlu değildir, ayrıca döllenme sonrasında embriyonun beslenmesinden, korunmasından ve taşınmasından da sorumludur. Döllenme sonrasından doğuma kadar geçen süreç dişi üreme sisteminde gerçekleşir.
Yumurtalık (Ovaryum)
Yetişkin bir kadında karın boşluğunun her iki yanında her biri aşağı yukarı 5 cm büyüklüğünde, 7 g ağırlığında bir çift yumurtalık bulunur. Yumurtalığın temel görevi oogenez ile yumurtanın üretilmesi ve olgunlaşıp döllenebilir hale gelmesini sağlamaktır. Ayrıca dişi eşey hormonları olan östrojen ve progesteron da yumurtalıkta üretilir.
Yumurtalar, folikül adı verilen koruyucu kapsüller içinde üretilirler. Henüz dünyaya gelmemiş olan bir kız çocuğunun yumurtalıklarında aşağı yukarı 400.000 folikül oluşmuştur. Ergenlikle birlikte menopoza kadar her ay, genellikle bir yumurta folikül içinde olgunlaşır ve yumurta kanalına atılır.
Bir kız çocuğu daha annesinin karnındayken folikül içindeki yumurta ana hücresi (oogonium), oogeneze başlar. Mayoz I’in profaz evresinde bekleme sürecine giren hücreye bu aşamada birincil oosit adı verilir. Kız çocuğu doğduktan sonra ergenlik çağına gelinceye kadar bekleyen bu hücreler, ergenlikle beraber hormonların etkisi ile mayoz I evresini tamamlar ve mayoz II evresine başlar. Mayoz II ise metafaz evresinde durur.
Bu evredeki hücrelere ikincil oosit adı verilir. İkincil oositler hormonların etkisi ile yumurtalıktan fallopi tüpüne aktarılır, eğer burada döllenme gerçekleşirse mayoz tamamlanır. Oogenez ve spermatogenez olaylarında bazı temel farklılıklar bulunur. Spermatogenez sonuncunda dölleme yeteneğine sahip, benzer büyüklükte dört sperm oluşur. Oogenezde ise sitoplazma eşit olarak dağılmaz. Büyük olan hücre yumurta hücresini oluşturur, öteki küçük kutup hücrelerinin döllenme yetenekleri yoktur ve bozulurlar.
Yumurta Kanalı (Fallopi Tüpü)
Yumurtalıkları uterusa bağlayan aşağı yukarı 10-13 cm uzunluğundaki tüplerdir. Tüplerin yumurtalıklara yakın yüzeylerinde saçak şeklinde yapılar bulunur. Olgunlaşan yumurta, yumurtalıktan atıldığında bu siller tarafından tutulur ve fallopi tüpünden geçerek uterusa iletilir. Döllenme olayı fallopi tüpünde gerçekleşir.
Rahim (Uterus)
İdrar kesesinin arkasında yer alan uterus, 7-8 cm uzunluğunda aşağı yukarı 5 cm genişliğinde, ters armut şeklinde konumlanan kaslı bir organdır. Döllenmenin ardından uterusa yerleşen embriyo doğuma kadar burada kalır, büyür ve gelişir. Buna bağlı olarak uterus hamilelik sürecinde embriyo ile birlikte büyür ve embriyoyu taşır. Doğumdan sonra ise küçülerek eski boyutuna geri döner.
Uterusun en iç tabakasında mukus salgılayan, kılcal damar bakımından zengin endometrium adlı tabaka bulunur. Bu tabaka her ay muhtemel döllenme ve hamilelik başlangıcından dolayı gelişir ve hamileliğe hazırlık yapar; döllenme gerçekleşmez ve hamilelik başlamaz ise yıkılarak dışarı atılır. Uterus serviks adı verilen dar bir kanal ile vajinaya açılır. Gebelik süresince kapalı olan serviks kanalı doğum sırasında açılır ve doğumun gerçekleşmesini sağlar.
Vajina
Doğum kanalı olarak görev yapan vajina ayrıca çiftleşme sırasında spermlerin depolanmasını sağlar.
Dişi Üreme Sisteminin Hormonal Kontrolü
Dişi üreme sisteminin hormonal kontrolü erkek üreme sisteminden çok büyük farklılıklar gösterir. Erkek üreme sisteminde sürekli sperm üretimi gerçekleşirken dişi üreme sisteminde ortalama olarak ayda bir yumurta olgunlaşır ve döllenmeye hazırlanır. Eğer döllenme gerçekleşir ve hamilelik başlarsa hamilelik boyunca yeni yumurta üretimi durdurulur.
Döllenme gerçekleşmezse döllenmemiş yumurta ve hamilelik için hazırlanmış olan uterus, iç dokuları yıkılarak dışarı atılır; bir sonraki yumurtanın üretilmesine geçilir. Dişideki bu döngüsel olayların tamamına menstrual döngü adı verilir. Ortalama olarak 28 gün süren menstrual döngü (bireysel farklılıklara bağlı olarak 20-35 gün arasında değişebilir) birbirini izleyen 4 evreden oluşmaktadır: 1. Folikül evresi (10-14 gün), 2. Ovulasyon evresi (1-2 gün), 3. Korpus luteum evresi (10-14 gün), 4. Menstruasyon evresi (3-5 gün).
1. Folikül evresi
Bu evrede yumurtalıkta ve uterusta hormonların da etkisi ile birçok farklı olay gerçekleşmektedir. Hipotalamustan salgılanan GnRH hormonunun etkisi ile hipofizden salgılanan FSH hormonu yumurtalıklarda folikül büyümesini sağlar. Gelişen foliküller ise kana östrojen hormonu salgılar. Östrojenin kısmen düşük olması FSH ve LH salgılarının üretimini baskılamaktadır.
Folikül evresinin sonlarına doğru östrojendeki yüksek seviyeler tam tersi etki gösterir ve hipofizden salgılanan özellikle LH hormonu seviyesi en üst düzeye çıkar. Yumurtalıklardan salgılanan östrojen hormonunun bir öteki etkisi ise uterus üzerindedir. Uterus iç duvarları östrojen hormonun etkisi ile kalınlaşmaya başlar. Folikül evresinin sonunda olgunlaşmış olan folikül kesesi aşağı yukarı 1-1,5 cm’ye ulaşır.
2. Ovulasyon evresi
Folikül evresinin sonlarına doğru artan östrojene bağlı olarak hipofiz hormonları olan LH ve FSH salgısında artış görülmektedir. LH hormonunun bu yükselişi yumurtalık içindeki folikülün çatlamasını ve olgunlaşmış ikincil oositin serbest kalmasını sağlar.
İkincil oosit yumurtalıklardan fallopi tüpüne geçer (yumurtlama). Döllenme ve hamileliğin başlama ihtimalinin en fazla olduğu evre ovulasyondan sonraki birkaç gündür.
3. Korpus luteum evresi
Yumurtlamanın ardından foliküle ait parçalar LH hormonunun da etkisi ile bir salgı bezi benzeri görev yapan korpus luteumu (sarı cisimcik) oluşturur. Korpus luteum, östrojen ve ondan biraz daha fazla progesteron hormonu salgılamaya başlar. Östrojen ve progesteron hormonları ise hipofizden FSH ve LH hormonlarının salgılanmasını azaltır. Eğer ovulasyonun ardından fallopi tüpünde döllenme gerçekleşirse oluşan embriyo uterus duvarına tutunur.
Bu sırada korpus luteum tarafından salgılanan östrojen ve progesteron hormonları, endometriumun gelişmesini, yapısının bozulmadan kalmasını, tutunan embriyonun rahim duvarları tarafından beslenmesini sağlar. Hamileliğin başlaması ile birlikte embriyoyu örten hücreler tarafından HCG (insan koriyonik gonadotropin) hormunu salgılanmaya başlar. HCG hormunu korpus luteumun bozulmasını engeller, östrojen ve progesteron salgılarının yüksek kalmasını, dolayısıyla hamileliğin devamlılığını sağlar.
HCG hormonunun kanda varlığı hamileliğin belirtisi olduğundan hamilelik testlerinde HCG varlığına bakılır. Korpus luteum hamileliğin aşağı yukarı 15-16. haftasına kadar varlığını devam ettirir, daha sonra küçülerek kaybolur. Bu noktadan sonra hormon üretimini gelişmiş olan plasenta devam ettirir. Hamileliğin sonlarına doğru kandaki östrojen miktarı progesteron miktarının üstüne çıkar. Doğumun başlamasını ise anne ve bebeğin hipofizlerinden salgılanan oksitosin hormonu sağlar.
Oksitosin rahim kaslarının çok şiddetli kasılmasını uyararak doğumun gerçekleşmesini sağlar. Eğer döllenme gerçekleşmez ve hamilelik başlamazsa korpus luteum aşağı yukarı 10 gün sonra bozulur. Kandaki progesteron ve östrojen salgılarında hızla bir azalma meydana gelir ve menstruasyon evresi başlar.
4. Menstruasyon evresi
Yaklaşık 1 hafta süren bir evredir. Bu evre döllenme gerçekleşmezse görülür. Korpus luteumun bozulması ve progesteron hormonunun olmamasından dolayı uterus iç duvarları parçalanarak mukus, doku sıvıları ve bir miktar kan ile birlikte dışarı atılır.
Adet kanaması (ay başı, regl) da denilen bu evrede hijyene çok dikkat edilmelidir. Menstruasyon evresinin başladığı ilk gün yeni bir döngünün başladığını gösterir. Bu nedenle hamileliğin kaçıncı haftasında olduğunun bilinmesinde en önemli veri, son mestruasyon evresinin ilk gününün tarihidir.
Dişi Üreme Hücresi
Dişi üreme hücresi olan yumurta, aşağı yukarı 200 μm (0,02 cm) büyüklüğü ile en büyük insan hücrelerinden biridir. Sperm hücresinden farklı olarak kuyruğu ve hareket yeteneği yoktur. Ovulasyon ile atılan ikincil oositin etrafında bir miktar folikül hücresi de vardır.
Bu folikül hücrelerinin plazma zarı ile arasında zona pellucida adı verilen glikoprotein tabaka bulunur. Zona pellucida tabakası döllenmenin özdeş tür canlıların üreme hücreleri arasında gerçekleşmesini sağlar. Zona pellucidaya temas eden sperm hücrelerinin baş kısmındaki reseptörler ile uyum sağlandığında akrozomal reaksiyon gerçekleşir ve yumurta zarı delinir, döllenme gerçekleşir.
Kaynak:11.Sınıf Biyoloji Ders Kitabı (PDF)