Avcılık-Toplayıcılıktan Üreticiliğe
Günümüzden yaklaşık 14 bin yıl önce buzulların çekilmesi ve havaların ısınmasıyla birlikte insanlık tarihinde yeni bir döneme geçildi. Bilgi birikimi artan ve alet yapma becerisi gelişen insanlar bu dönemde mağaralardan çıkarak açık alanlara yaptıkları kulübelere yerleştiler.
Ağaç dallarından ve sazlardan yaptıkları bu barınakların dışını çamurla sıvayarak daha dayanıklı hâle getirdiler. Dışarıdan gelebilecek tehlikelere karşı barınaklarının etrafını hendekler ve çitlerle çevirdiler. Bazen de daha güvenli olması için barınaklarını göl sularına diktikleri kazıkların üzerine inşa ettiler.
Yeni dönemde insanlar buğday, arpa, mercimek gibi doğada kendiliğinden yetişen yabani tahılları ıslah ederek deneme yanılma yoluyla ziraata başladılar. Sığır, koyun, keçi gibi hayvanları evcilleştirerek onların etinden, sütünden ve derisinden yararlandılar.
Ekip biçtikleri tarlaların yakınında ilk köy yerleşmelerini kurdular. İnsanlar bu dönemde araç gereç yapımında da ileri gittiler. Hayvan postları yerine bitki liflerinden yaptıkları giysileri giydiler.
Taşları sadece yontmakla kalmayıp, parlatarak daha düzgün ve sağlam aletler meydana getirdiler. Diğer yandan kilden yaptıkları kapları fırınlarda pişirip, sertleştirerek seramik sanatını başlattılar.
Tarımın ve hayvancılığın keşfiyle birlikte insanlar avcı-toplayıcı göçebelikten üretime dayalı yerleşik hayata geçmeye başladılar. Takas denilen ürün değişimi yöntemini de ilk kez bu dönemde kullandılar. Diğer yandan tekerleği icat ederek ağır yüklerin taşınmasını kolaylaştırdılar. Böylece ticaretin ve toplumlar arası kültürel etkileşimin hızlanmasını sağladılar.